Pilotluğun cinsiyete bağlı bir meslek olmadığını hatırlatan Türkiye Havayolu Pilotlar Derneği (TALPA), Sharjah-İstanbul seferine yaparken İran'da düşen uçakta bulunan 11 insanın ölümüyle sonuçlanan kazanın ardından kokpitteki iki pilotun da kadın olmasını bir zafiyet veya hata olarak değerlendiren yorum sahiplerini kınadı.
TALPA'nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
Sharjah-İstanbul seferini yaparken İran’da düşen özel jet uçağında 8 yurttaşımız bir kabin memuru ile 2 pilot meslektaşımızı yitirmenin derin acısını yüreğimizde hissediyoruz.
Kazanın nedenleri ve meydana geliş biçimi ancak ilişkin resmi makamların inceleme ve soruşturması sonunda ortaya çıkabilecek olup havacılıkla ilgisi olmayan bazı çevrelerin bu süreçte ileri sürdükleri görüş ve tahminlerin sürece olumlu katkı yapmayacağını ve bilgi kirliliği yaratmaktan başka bir amaca hizmet etmeyeceği değerlendirilmektedir.
Gerek bazı basın organlarında, gerek ineternet medyasında ve gerekse sosyal medya platformlarında dile getirilen Bilimsellikten uzak, havacılığın en temel kavramları ile dahi bağdaşmayan bu ifadeler arasında Türkiye Havayolu Pilotları Derneği olarak bizleri en fazla rahatsız eden paylaşımın, düşen uçağın her iki pilotunun da kadın olmasına ısrarla ve maksatlı olarak vurgu yapılmasıdır.
Birçok meslek gibi Pilotluk da cinsiyete bağlı bir meslek değildir. Çok zor ve ciddi eğitimlerden geçerek kokpite oturmayı hak eden her meslektaşımız, mesleklerini sürdürdükleri sürece sürekli bir eğitime devam etmekte, bilgilerini tazeledikleri gibi dinamik bir sektör olan havacılıktaki gelişmeleri takip etmektedirler. Dolayısı ile, ilgili şirketlerin ve resmi kurumların denetimi altında hem sağlıklarını korumak hem de kendilerini geliştirmek zorundadırlar.
Bu nedenle, kokpitte iki erkek meslektaşımızın görev alması ne kadar doğal ise, kadın pilotların birlikte uçması da o kadar olağandır. Kokpitte görevlendirme cinsiyete göre değil bilgi, beceri, birikim ve deneyime göre yapılmaktadır. Bu sadece ülkemizde değil tüm dünya havacılığında uygulanan temel bir liyakat anlayışıdır.
Bu gerçeklere rağmen, tüm ülkemizi derinden sarsan talihsiz bir kazanın sonrasında kokpitteki iki pilotun da kadın olmasını bir zafiyet veya hata olarak değerlendirenlerin, havacılık ve pilotluk mesleği ile ne kadar ilgisiz oldukları bir yana, yaşamını yitirmiş iki genç insanın arkasından dayanaksız iddialarda bulunarak insani ve vicdani değerlerden ne kadar uzak oldukları da üzülerek gözlemlenmiştir.
Elim kazanın Dünya Kadınlar Günü ve Çalışan Havacı Kadınlar haftasına denk gelmesi acımızı daha da artırmıştır. Böylesine talihsiz bir olaydan sonra özellikle kazada yaşamını yitiren meslektaşlarımızın aziz hatıralarına saygısızlık yapılmasını esefle kınıyor, iyi yetişmiş, eğitimli Türk kadınlarının bundan sonra da kokpitte görev alarak “İstikbal Göklerdedir” hedefine uygun şekilde sivil havacılığımızı daha da yükselteceğine inanıyoruz.
Saygılarımızla,