Ulaştırma Bakanı'nın yeğeni Hava-İş'e başkan yapılıyor!
Önceki yıllarda Ulaştırma Bakanı'nın yeğeni, THY'de deneyimi ve bilgisi olmayan bir göreve "uzman" olarak atansaydı; bu, bütün ülkeyi sarsan bir krize dönüşürdü.
Sadece yeğen değil, bakan da istifa etmek zorunda kalırdı.
Çünkü bunun adı bal gibi "torpil''dir ve çağdaş demokrasilerde suç değilse bile en azından ayıptır!
Şimdi ise devir değişti:
Bakan Binali Yıldırım, yeğenini THY'ye uzman olarak yerleştirmekle kalmadı; bir de çok rahatsız olduğu Hava-İş Sendikası'nı yandaşlaştırmak için onun başına getirmeye hazırlanıyor!
Biliyorsunuz THY iki yıldır skandallarla çalkalanıyor.
Önce Bakanlar Kurulu, anlamsız bir grev yasağı koydu.
Sonra gösterilen tepkiler nedeniyle bu yasak kaldırıldı.
Ancak bu tepkiyi gösteren işyeri temsilcilerinden oluşan 305 kişi işten çıkarıldı.
Ardından greve gidildi ancak yasadışı yöntemlerle bu grev kırıldı.
Bunun için, yabancı işçilere çok yüksek ücretler ödendi.
Hava-İş Sendikası, 7-8 Aralık tarihlerinde 27. Olağan Genel Kurulu'nu toplayacak.
Şimdi iktidarın tek hedefi var: Yıllardır teslim olmayan Atilay Ayçin başkanlığındaki sendika yönetimini devirmek ve sendikayı ele geçirip, THY'yi dikensiz gül bahçesine dönüştürmek...
Bu görevi verdikleri isim ise Bakan Bey'in yeğeni...
Peki; bugüne kadar hiçbir sendikal deneyimi olmayan yeğen Ömer Önder Haberdar'ın şansı ne?
Aldığımız haberlere göre oldukça yüksek! Çünkü THY yönetimi, onun seçimleri kazanması için, "ödül ve ceza" yöntemlerini birlikte kullanıyor.
Bu gruba oy vermeyi düşünmeyen çalışanlara aba altından sopa gösteriyor.
Haberdar da sanki babasının malını dağıtır gibi TOKİ'den ya da KİPTAŞ'tan ev vaat ediyor!
Sözüm THY işçilerine: Sendikanız sizin adınıza grev kararı aldı ama çoğunuz işten atılma korkusuyla bu karara uymadınız.
Hatta içinizden işverenin "rüşvet" niteliğindeki maddi ödüllerini kabul edenler bile oldu.
Oysa siz, sendikal hakları ayaklar altına alan bir iktidara karşı, şu dönemde sadece Türkiye İşçi Sınıfı'nın değil, Türkiye'nin de umudusunuz...
İşten atılan 305 arkadaşınız, meydan meydan dolaşarak bir "direniş destanı" yazdı.
Bu yüzden çoğunun sağlığı bozuldu, tamamına yakını sendikadan aldıkları yardımın dışında beş parasız kaldı.
Yine de hiçbiri, sizin adınıza verdikleri mücadeleden vazgeçmedi.
Şimdi size düşen bir görev var: Ortak geleceğiniz ve mutlu yarınlar için hayatlarını ortaya koyan arkadaşlarınızı satmayın! Türkiye'nin gururu olan THY'yi babasının çiftliği gibi yöneten iktidara okkalı bir tokat atın! Ulaştırma Bakanı’nın aranıza "torpille" soktuğu yeğenine oy vermeyin! Her şeyin "satın alınamayacağını" gösterin...
MUSTAFA MUTLU-Aydınlık
Mustafa Mutlu’nun yazısının tamamı için TIKLAYINIZ…