Şişenler sınıfı, düşenler sınıfı!
24 Şubat'ta Malatya 7'nci Ana Jet Üssü'nden kalkan iki F4 düştü, 4 pilot "şehit" oldu.
5 Mart'ta Eskişehir 1. Ana Jet Üssü'nden kalkan bir F4 düştü, 2 pilot şehit oldu.
Bu acı olayları biliyorsunuz.
Tabii sebebini bilmiyorsunuz, çünkü uçakların, helikopterlerin neden düşmeyeceğini açıklıyorlar, neden düştüğünü açıklamıyorlar!
Kaza kırım raporları birkaç yıl sonraya kalıyor.
Ankara'da iki subay, iki astsubayı öldüren Sikorsky'nin raporu bile çıkmadı daha.
İşte Malatya ve Eskişehir Jet üslerinden kalkıp düşen uçakları biliyorsunuz...
Ancak ikisi arası, Çiğli 2. Ana Jet Üssü'nde düşen Gökhan Yıldırım’ı muhtemelen bilmiyorsunuz.
O 27 Şubat'ta düşmüştü! 6 Mart'ta Gökhan Yıldırım'ın Jet Üssü'nde düşüşünü, bir mektubu aktararak yazmıştım.
O sıra hayata tutunmaya çabalıyordu; komadaydı.
Acılı ailesi üste misafir edilip dışarıya konuşmamaları da sağlanıyordu:
"Umur Bey, üste bir iş kazası yaşandı. Muhabere taburundan Gökhan Astsubay asma tavana gizli kamera sistemi döşerken tavanın çökmesi sonucu beton zemine çakıldı.
Beyin ameliyatına alındı, ölüm kalım savaşına sürüklendi.
Kendi personelini gözetlemek için üsse takılması planlanan gizli kameraların montajında emir ile görev aldı. Yoksa montaj onun işi değil. Telsiz telefon eğitimine sahip sadece.
Çatı aralarına, abajur içine konulan cinsten casus kamera eğitimi yoktu! Belki hem asma tavana çıkıp dengede durmayı hem matkap kullanmayı başaramadı ve emniyet tedbiri olmayan yerden kafasının üzerine düştü.
Emir, fazla mesai, yorgunluk, açlık, işi bitirme telaşı, mobbing, dalgınlık. Adını siz koyun.
Annesi babası onun gizli kamera döşediği birlikte misafir edildi. Kimseyle görüştürülmeden, dışarı bırakılmadan acıları paylaşılıyor!" ?
Önceki gün "kötü haber" geldi.
Genelkurmay'ın alttakilere "Personelimiz şehit oldu" diyen lisanında ve medya dilinde "meydana gelen olay" halini alan "haber" şöyleydi:
"Jet Üssü'nde meydana gelen olayda, iddiaya göre 4 metre yükseklikten düşen Astsubay Gökhan Yıldırım şehit oldu."
Görüldüğü gibi ne "Personelimiz nasıl şehit oldu, kim onu bu işe zorladı?" sorusunun cevabı var...
Ne de en basitinden, "meydana gelen olay" ne be kardeşim?
(Çok tuhaf ki; "olay"ı zaten önceden yazdığım halde bile yazmaktan çekiniyor kimileri!) Hepimiz adına, insanlık, vicdan ve hukuk namına, ölenlere saygıyla “iş kazaları”nın peşini bırakmayan arkadaşlar dahi sanırım böyle "şehit" vakalarını "iş kazası" saymıyor. Oysa bildiğin iş cinayeti işte!
Ocak ve martta ölen 150 işçi, martın ilk haftasında can veren 27 işçi, gökdelen asansörüyle düşen 10 işçi, Somali 301 madenci, tersanelerde ölenler, inşaatlardan düşen işçiler, 1 ayda düşme sonucu ölen 16 işçi gibi! Tabii ki öteki yüzünde de amirler, komutanlar "patron" gibi gülüm; devasa holding OYAK yöneticileri gibi!..
UMUR TALU-Habertürk
Yazının devamı için TIKLAYINIZ…