Eski Nissan CEO'su Carlos Ghosn, yolsuzlukla suçlandığı ve ev hapsinde tutulduğu Japonya'dan iki yıl önce ülkesi Lübnan'a nasıl kaçtığını yeni yayımlanan "Broken Alliances" (Bozulan İttifaklar) adlı kitabında anlattı.
Carlos Ghosn kitabını Pazartesi günü Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlediği bir basın toplantısında tanıttı.
Kitabın tanıtımı için Beyrut'taki evinden internet üzerinden Japon medyasına konuşan Ghosn, kaçış planını dört gün gibi kısa sürede tek başına planladığını iddia etti. Ancak mahkeme belgeleri kaçışın lojistik hazırlıklarının aylar sürmüş olabileceğine işaret ediyor.
"BİR GÜN BENİM YÜZÜMDEN TÜRKİYE'DE YARGILANANLARLA TANIŞMAK İSTERİM"
Basın toplantısında Ghosn, Türkiye'de davası hala devam eden ve kaçış planının İstanbul ayağına bilerek veya bilmeyerek karıştıkları iddiasına karşı suçsuzluklarını kanıtlamaya çalışanlarla ilgili olarak pişmanlık duyup duymadığı ile ilgili soruya, "Şartlar öyle gerektirdi. Bir gün benim yüzümden Türkiye'de yargılananlarla tanışmak isterim. Yollarımız kesişirse kendileriyle tanışmaktan memnunluk duyarım" yanıtını verdi.
ÇOK GİZLİ PLAN VE TÜRKİYE AYAĞI
Ghosn, Japon istihbaratı tarafından sürekli izlendiği için dışarıya bilginin sızması ve planın suya düşmesi ihtimaline karşı detayların kendisiyle bile tam olarak paylaşılmadığını söylüyor. "Hatta bir noktada ilk durağın Türkiye olup olmayacağı bile belli değildi" diyor.
Ghosn, kaçışı dört günde planladığını söylese de birden fazla ülkeyi kapsayan böylesi bir planın lojistik hazırlığının aylarca sürmüş olduğu mahkeme kayıtlarına giren belgelerden anlaşılıyor.
Kayıtlara göre onun kaçışının baş planlayıcısı olmakla suçlanan kişi, eski "yeşil bereli" (Amerikan ordusunun rehine kaçırma ve diğer gizli operasyonlarını yürüten özel kuvvetler birliği) Michael Taylor.
"Sır tutan biri değilim ama asla ama asla kimseye söylememem gerekiyordu. Eşime bile" diyen Ghosn, kendisinin kaçışın Japonya ayağını koordine ettiğini, Taylorlar ve diğerlerinin de Japonya dışındaki Dubai, İstanbul ve Beyrut kısmını planladıklarını söylüyor.
Kaynak: BBC Türkçe