Mahkemedeki sorgusunda kendilerine 2-4 pisti için rota verildiğini söyleyen Kaptan Pilot Mahmut Arslan, "İzmit'te havadan dolayı kaçınma yaşadık. Yeşilköy bizi Marmara denizi üzerine yönlendirdi. Sorumlu kaptan pilot olarak ben görevliydim. Pistin 0-6 olarak değiştiğinin teyidi için Yeşilköy ile irtibat kurdum, doğruladılar. Bu konuşmalar İngilizce olarak gerçekleşmiştir" dedi.
Yalova hizalarında kendilerine yıldırım çarptığını söyleyen Arslan, "Yalova üzerinde kuvvetli bir yıldırım uçağa çarptı. Bu önemli bir olaydır. Uçakta cihaz kaybına ve uçağın sisteminin bozulmasına sebep olabilir. Hava şartlarından dolayı 06 AILS başlangıç noktasına direkt rota istedik, karşıdaki kişi ses tonumdan stresimi anlayarak talebi kabul etti" dedi.
Bu nedenle iniş hazırlıklarına başlayarak alçaldıklarını söyleyen Arslan, "Yardımcı pilot Ferdinant Pondaag İngilizce olarak uçağa yıldırım çarptığını Pegasus firmasının teknik departmanına bildirmiş. Yardımcı pilot Sabiha Gökçen kule frekansında olduğumuzu rapor etti, kule önümüzdeki trafiğin pisti pas geçtiğini söyledi. Bize kule bunu söylemiş ise de, bizim inmememiz için bir sebep değildi. Kule de hiçbir şekilde 'inmeyin' diye bir talimat vermez. Biz almış olduğumuz verilere göre inme hususunda değerlendirme yaparız. Firmamız 15 knottan yüksek kuyruk rüzgarlarında inmemizi belirtmiştir, olay günü uçağın kuyruk rüzgarı 14 knottur. Ve inmememiz için bir engel teşkil etmez" dedi.
Arslan, "Emniyetli bir şekilde inişimi yaptım. İniş pistin üçte birlik kısmında başladı. Sert bir iniş olmadı. Uçakta yavaşlamayı hissettim. Kullanmış olduğumuz pist 06 pistiydi. Ancak pistin sonu 2-4 iniş pistinin yönündeydi. Bu nedenle bolca miktarda tekerlek izi vardı. Bu tekerlek izlerinin periyodik olarak temizlenmesi gerekir, yoksa kayganlaşmaya neden olur. Olay günü de bu nedenle uçağın kaydığını düşünüyorum" dedi.
Olaydan dolayı ağır yaralandığını, 15 gündür hastanede olduğunu söyleyen Arslan, "Benim buradaki kusurum yıldırım nedeniyle iniş hususunda emniyetli bir şekilde yere inmektir. Söz konusu değerler limit içerisindeydi. İnmemem için hiçbir sebep yoktu. İniş sırasında hızım normal sınırlardaydı. F taksi yolundan çıkış yapmam için otomatik freni bırakmam gerekiyordu ve ben bunu bıraktım. Bu sırada uçak kaymaya başladı. Bu kazanın meydana gelmesinde Sabiha Gökçen meydan işletmesi kendi belirlediği AIP yayınında belirttiği kurallara uymamıştır. Pistin gerekli periyodik temizliği yapılmamıştır ve kaygan zemin oluşmuştur. Ayrıca pistlerde suyun drenajı için gerekli asfalt düzeni bulunmamaktadır. Ayrıca pistin sonunda stopway alanının bulunmaması ve devamında uçurumun bulunması bu kazanın meydana gelmesindeki hatalar zinciridir. Suçsuzum. Kusurum yoktur. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı talep ederim" dedi.
Arslan, "İniş yaptıktan sonra uçağın hızını takip etmem mümkün değildir. Bu görev yardımcı pilota aittir. Çünkü iniş yaptıktan sonra pisti takip etmem gerektiği için tüm anormalliklerin gözlemi yardımcı pilota aittir. Yardımcı pilot tarafından ikaz edilmem gerekir. Yardımcı pilot tarafından ikaz edilmedim. Bu nedenle 6 saniye sonra fark edince frenleme yapmış olabilirim" dedi.
Mahkeme, Arslan'ın, kuvvetli suç şüphesinin varlığını, kule tarafından hava muhalefeti nedeniyle iki uçağın pisti pas geçtiğini bildirmesine rağmen uçağı indirmede ısrarcı olmasını, 6 saniye gecikmeli frenleme yapmasını gerekçe göstererek tutuklanmasına karar verdi.