Dünyanın önde gelen helikopter üreticilerinin “exclusive" distribütörü Kaan Air, sosyal sorumluluk kapsamında Bir Dilek Tut Derneği’nin (Make-A-Wish Türkiye) Dilek Çocukları’na helikopter turu düzenledi. Türkiye’nin ilk tescilli heliportunda, helikopterleri yakından görme imkanı bulan çocuklar, İstanbul’u helikopterle havadan gezerek hem benzersiz bir deneyim hem de büyük bir sevinç yaşadı.
Daha önce farklı sivil toplum kuruluşlarıyla çocuklara yönelik projeler hayata geçiren Kaan Air, bu kez de Dünya Dilek Günü kapsamında hayati tehlikesi olan hastalıklarla mücadele eden 3-18 yaş arasındaki çocuklara yönelik uluslararası bir oluşum olan Bir Dilek Tut Derneği’nin (Make-A-Wish® Türkiye) dilek çocuklarını helikopterle tanıştırarak keyifli dakikalar geçirmelerine imkan sağladı.
Dilek çocukları, Türkiye’nin ilk ve tek büyük tescilli heliportu olan Kaan Heliport’ta bir araya geldi. Hangar ziyaretiyle başlayan program sonrasında çocuklar Kaan Air yetkililerinden helikopterlerle ilgili bilgi aldı. Haliç, Tarihi Yarımada ve Boğaz hattı dahil olmak üzere İstanbul’un onlarca eşsiz güzelliğini kuş bakışı izleyen çocuklar, uçuş sırasında keyifli anlar yaşadı.
Etkinliğe ev sahipliği yapmaktan dolayı mutluluk duyduklarını belirten Kaan Air Genel Müdürü Kemal Süler, “Kaan Air olarak burada şimdiye kadar pek çok misafiri ağırladık. Ancak özellikle çocukların helikopterle uçuş yapmasını sağlamak ve aynı zamanda uçuş sırasında çocukların heyecanını ve gözlerindeki mutluluğu görmek bizim için çok önemli. Bu ve bunun gibi çalışmalarımıza devam ederek çok daha fazla çocuğumuza ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Bir Dilek Tut Derneği (Make-A-Wish Türkiye) Genel Müdürü Zeynep Ürkün, “Bugün Dünya Dilek Günü nedeniyle Kaan Air sayesinde dilek çocuklarının dileklerini yerine getirdik. Çocuklarımız İstanbul'u havadan görerek çok mutlu bir deneyim yaşadılar. Hayati tehlikesi olan hastalıklarla savaşan çocuklar; yaşamlarını çok uzun süre hastane odaları, hastalığın yan etkileri, ağır ilaçlar, ağrılar gibi travmatize birçok faktörle birlikte geçiriyorlar. Bu çocuklar ciddi anlamda ruhsal yorgunluk yaşayarak hayal kurmayı unutabiliyor, coşkusunu ve hayata karşı merakını yitirebiliyor. Tüm bunlar çocuğun iyileşme sürecini ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Amacımız; yaptığımız tüm süreçler ile çocuğa kaybettiği hayal gücünü tekrar kazandırabilmek, hayatında coşku ve umut yaratabilmek, ‘imkansız’ kavramını zihninden silebilmektir" dedi.