İstanbul’da yapılacak olan dünyanın en büyük havalimanının önemine dikkat çeken şehir ve çevre planlama uzmanı Greg Lindsay, “Bu proje İstanbul’u dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline getirecek” dedi. ABD’de ve dünyada satış rekorları kıran “Havalimanı Kentleri: Bir sonraki Yaşamımız“ (Aerotropolis: The Way We’ll Live Next) kitabının yazarı, ulaşım, yeşil alanlar, kentleşme gibi alanlarda da çok sayıda çalışması bulunan Greg Lindsay, Urban Land Institute’nin (ULI) konferansı için Türkiye’ye geldi.
3 KATINA YÜKSELDİ
Lindsay, havalimanlarının ülke ekonomisi ve kültür ile nasıl bir etkileşim içerisinde olduğunu örneklerle açıkladı. Lindsay, yakıt fiyatları son 10 yıl içerisinde 3 katına yükselmesine rağmen hava taşımacılığını kullananların sayısında bir azalma söz konusu olmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Giderek küreselleşen dünyamızda gelişmiş bir havalimanına sahip olmanın ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan önemi tartışılmaz. Havalimanları artık dünyada yalnızca ulaşımı sağlayan yerler olarak görülmüyor. Yavaş yavaş hayatlarımızı havaalanlarının etrafına taşıyoruz. Böylelikle alanların çevresinde sunulan imkânlar artıyor. Oteller, ofisler, alışveriş merkezleri ile birlikte yeni bir yaşan alanı oluşturuluyor. Bu bölgelerde yer alan ev ve iş yerlerinin en yüksek kira bedellerine sahip olduğu görülüyor. Amsterdam Schiphol Havalimanı bunun en güzel örneğidir.”
İŞ DÜNYASI İÇİN ÖNEMLİ
Dünyanın en önemli iş merkezlerinden biri olmak için hava taşımacılığında öne çıkmak gerektiğini belirten Lindsay, ‘Halihazırda 2 adet havalimanımız varken bir yenisini inşa etmek gerekli miydi, Sabiha Gökçen ve Atatürk Havalimanının geliştirilmesi mümkün olmaz mıydı ?’ sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Varolan havaalanlılarını büyütmek mümkün ama emin olun yenisini yapmak kadar zahmetli. İstanbul nüfus itibariyle dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri. 8 milyon nüfusa sahip Londra’nın 4 tane havalimanına sahip olduğunu göz önünde bulundurursak yeni bir alan İstanbul için fazla değil.”
Coğrafi konumu çok önemli
İstanbul’un coğrafi olarak çok önemli bir noktada olduğunu belirten Greg Lindsay, “Hava taşımacılığında önemli olan ne kadar çok havalimanına sahip olduğunuz ya da ne kadar büyük olduğu da değil, gelişime katkı sağlayan önemli tek bir şey var o da ne kadar noktayı birbirine bağladığınız. İnsanlar İstanbul’a geldiğinde dünyanın hemen her yerine uçabiliyor mu işte dünyanın en önemli merkezlerinden biri olmak için atılan adımların en önemlisi budur” dedi.
Ağaçları kesmek şart değil
Çevre uzmanı Lindsay yeni havalimanının inşa edileceği alanla ilgili olarak, “Ağaçları kesmeden inşaatlar yapmak mümkün ve dünyada örnekleri de mevcut” dedi. Lindsay, çıkış noktası şehir merkezindeki nadir yeşil alanlardan olan Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesiyle başlayan eylemlerle alakalı ise; “Haftalardır olayları takip ediyorum. Hiçbir örgütlenme olmaksızın, yalnızca sosyal medya aracılığıyla böylesine ses getiren bir eylem gerçekleşmesi beni çok etkiledi. Ama tabi ki keşke böyle şiddet içerikli müdahaleler yapılmamış olsaydı” ifadesini kullandı.
‘Biraz daha çıkıp kaçalım’ dedik
İstanbul’a yapılması planlanan üçüncü havalimanı projesi, Türkiye tarihinin bugüne kadarki en büyük ihalesi olarak kayıtlara geçti. Geçen 3 Mayıs tarihinde gerçekleşen ihalede ipi, 22 milyar 152 milyon Euro artı KDV’lik teklifleri ile Limak-Cengiz-Mapa-Kolin-Kalyon Ortak Girişim Grubu (OGG) göğüsledi. Günlerce gündemin ilk sırasında kalan ihaleye ilişkin, sürecin en kritik ve iddialı isimlerinden olan TAV CEO’su Sani Şener, Ekonomist dergisine konuştu.
Yaptıkları hesaplamalarla ilgili bilgi veren Şener, şöyle konuştu: “Finans ve risk komitelerimizden 15 milyar Euro’ya kadar her türlü onayımızı almıştık, ama olmadı. Sonra devam edelim nereye kadar çıkacaklar diyerek 22’ye kadar çıktık. Üç grup arasında geçtiğinden üstümüze kalma ihtimali olmadığından artırmaya devam ettik.”
Cemre ERAKKUŞ-Hürriyet