Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası HTK-Sen tarafından yapılan açıklamada, bir köşe yazısında yer alan tüm iddialara yanıt verildi.
HTK-Sen'in açıklamasında, sözkonusu köşe yazısında sendika başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında dezenformasyon ve manipülasyon niteliği taşıyan unsurlar bulunduğu ve yazının iftiralar içerdiği vurgulandı.
HTK-Sen'in açıklaması şöyle:
31.07.2024 tarihinde gazeteci sıfatını kullanan ancak hakkında yazı kaleme aldığı olay, konu ve ahval hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir şahıs ve çeşitli yayın organlarınca gerek sendika tüzel kişiliğimiz gerekse başkan ve yönetim kurulu üyelerimizin şahsı hakkında yapılmış açıkça dezenformasyon ve manipülasyon niteliği taşıyan çöp niteliğindeki yazı üzerine bu açıklamayı yapma ihtiyacı hasıl olmuştur.
Her şeyden önce hava trafik kontrolörlerimiz ulusal ve uluslararası sahada yılda milyonlarca insanın emniyet içerisinde seyahat etmesini sağlayan kutsal bir vazifeyi ifa etmektedirler. Hiçbir kişi, kurum veya kuruluşun, bu vazifenin ifası konusunda üzerlerine düşeni layıkıyla yapan meslektaşlarımıza ithafen söyledikleri altı boş, mesnetsiz, aksinin ispatı mümkün olmayan ve sadece başarıyla yürütülen bir hak mücadelesini karalamak amacıyla, "çamur at izi kalsın" minvalinde iftiralarla bu kutsal vazifeyi kirletmelerine izin vermeyeceğimizi herkesin bilmesini isteriz.
Basit bir internet araması ile dahi ulaşılabilen, geçmişlerinde herkesçe bilinen aidiyetlerini, FETÖ’ye övgülerini, ziyaretlerini, mensubiyetlerini bugün kendi gözlerini ve kulaklarını kapattıklarında sanki başka kimse görmüyormuş ve herkes unutuyormuş zannederek hareket edenler, Sendikamız tüzel kişiliği ve yöneticilerimiz hakkında, kurum içerisinden kimlerce ve nasıl kendilerine sunulduğu belli olmayan, gerçeğe tümüyle aykırı iddialar ile isnatta bulunabilmektedirler. Zira bu tür kişiler ve onlara bu tür yazıları servis edenler herkesi kendi mahallesindekiler gibi bilmekte, söz konusu yazıda da gördüğümüz üzere herkesi, onları yetiştiren ve kendi varlıklarını borçlu oldukları kişilerle aynı olmakla suçlamaktadırlar. Ancak bizleri “devleti tehdit etmek”, “milli güvenliği tehlikeye atmak” gibi isnatlarla izafe edenler ne yazıktır ki hak arayışımıza temel aldığımız, hepimizin kanıyla ve kalbiyle bağlı olduğu devletimizin, dile getirmeye çalıştığımız birtakım yanlış uygulamalardan ötürü her yıl 1 milyar Euro’ya varan kayba uğradığını, bu meblağın ülkemiz ekonomisine kazandırılacağı yerde hava sahamızı kullanan yabancı havayolu şirketlerine ve bunların ait olduğu devletlerin ekonomisine gittiğini yok sayabilmektedir. Bu da kimin gerçekten vatanını ve devletini sevdiğini, kiminse ülkeye ihanet içerisinde olduğunu net bir şekilde göstermektedir.
Baştan sona iftiralarla dolu yazıya konu edilen Sendika Genel Başkanımız Halil İbrahim SUNAÇ, 2014 yılında Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü’nde komiser yardımcısı olarak göreve başlamış, akabinde 2017 yılı sonuna dek EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nda görev yapmış; görev yaptığı dönemde yazıyı kaleme alan şahsın destekçisi olduğu terör örgütü dahil devletimizin karşısında bulunan her örgüt ve fraksiyonla mücadele etmiştir. Sonrasında da girdiği sınavlar neticesinde başvuru yapan yaklaşık 500 kişi arasında 15. olarak, 2017 Aralık ayında DHMİ Genel Müdürlüğü’ne hava trafik kontrolörü olarak atanmıştır.
Genel Başkan Yardımcımız Rabia DEMİR KARABAŞ ise Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunu olup, Karatay Üniversitesi’nin varlığından bu yazıdan sonra haberdar olmuştur. Eşi görev yaptığı dönemde Kara Kuvvetleri emrinde muhabere subayı olarak bu ülkeye hizmet vermiş, 15 Temmuz’dan çok daha önce de kendi isteği ile TSK’dan ayrılmıştır. Hayalleri doğrultusunda kendi parasıyla aldığı pilotaj eğitimi akabinde, sivil bir havayolu şirketinde pilot olarak çalışmaya başlamıştır. Sözde radikal sol örgütte faaliyet göstermekle itham edilen Genel Başkan Yardımcımızın bugüne dek karakola uğramışlığı bulunmamaktadır. Ocak 2009’da DHMİ’ye atanmadan önce, Kasım 2008’de Genelkurmay Başkanlığı uzman alımlarına başvurmuş, başarılı geçen mülakat sürecinin ardından 6 aylık bir güvenlik soruşturması neticesinde göreve başlaması için davet edilmiştir. Ancak DHMİ’de göreve başladığından ötürü gitmeyi tercih etmemiştir.
Velhasıl, kalemini satanlar zamana göre değişen surette, istedikleri kişilerin, lobilerin ve sermaye gruplarının kuklalığını yapadursunlar, bizler bu vazifeyi yerine getiren tüm emektar arkadaşlarımızın haklarını her koşulda savunmaya ve ülkemizin kaybının önüne geçmek için çalışmaya devam edeceğiz.
Bu bağlamda mezkûr yazıyı yazan, yayınlayan, aracı olan ve teşvik eden tüm kişi ve kişiler hakkında gerekli yasal süreçlerin başlatıldığını ve bundan sonra da peşlerinde olacağımızı bildiririz.
Üyelerimize ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.