Değerli Üyelerimiz
TBMM’de Kabul Edilen Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu İle Havacılık Hizmetlerinde Getirilen Grev Yasağını Kaldırıldı.
Genel anlamda birçok olumsuzluğu yine içinde barındıran bu yasa ne yazık ki demokratik evrensel hukuk normlarına tamamen zıt ve sendikasızlaştırmayı hedef alan işveren önerileri ile delik deşik edildi.
Bu aleyhe değişikliklerin, işveren örgütlerinin baskıları yanında, Hak-İş ve Türk-İş İşçi Konfederasyonlarının da imzaladıkları öne sürülen gizli protokole dayandırıldığı iddiası gerçek ise bu işçi sınıfına yapılabilecek en büyük kötülük olarak tarihe geçecektir. Konfederasyonumuz Türk-İş’in böyle bir protokolü net ve kesin biçimde reddetmemesi ise büyük talihsizliktir.
Sendikamız Yeni Kanun hakkında Sayın Cumhurbaşkanınca onaylanıp yayınlandıktan sonra daha geniş bilgilendirmede bulunacaktır.
Ancak sendikamız açışından değerlendirildiğinde bu yasa ile ilgili 3 önemli değişiklik bizler için hayati öneme sahiptir.
İlk olarak AKP Milletvekillerince 5 ay önce getirilen havacılık hizmetlerindeki grev yasağı Yeni Kanunun 62. Maddesi ile ortadan kaldırılmıştır.
Komisyon ve Genel Kurul çalışmalarında grev yasağının kaldırılması için büyük emekleri geçen başta CHP Milletvekilleri sayın Süleyman Çelebi ve Musa Çam, Avrupa Parlamentosunda büyük çaba harcayan BDP Milletvekili Sayın Ertuğrul Kürkçü’ye CHP, MHP, BDP gruplarına işçiler adına şükranlarımızı sunarız.
YASAĞI AŞTIK, SIRA İŞE GERİ DÖNÜŞTE!
Bu yasak kendiliğinden kalkmamıştır. Sendikaları ile birlikte 143 gündür onurla direnen THY işçilerinin işçi sınıfımıza örnek olacak mücadelesi, ulusal ve uluslararası düzeyde emek dostlarının verdiği kapsamlı mücadele, yasağı getiren Hükümet ve AKP milletvekillerini öyle utandırmıştır ki, bu grev yasağını ayıbını Yeni Kanunda düzenleyememişleridir.
Direnen THY işçilerinin onurlu mücadelesini aşamamışlardır…
Grev yasağı yasa teklifini THY A.O Yönetimi istedi diye gündeme getiren ve yasalaştıran AKP Milletvekilleri ile THY Yönetim Kurulu Başkanı kamuoyundan ve işçilerden özür dilemelidir. Anti demokratik bu grev yasağına karşı çıktıkları için işten çıkarılan 305 işçi derhal işe geri alınmalıdır.
Soruyoruz. 5 ay önce havacılık sektörüne getirdiğiniz grev yasağı gerekçeleri 5 ay içinde nasıl değişti de bu yasağı kaldırdınız? 305 üyemizi acımasızca işten çıkarma bahanesi olarak kullandığınız bu mesnetsiz değişiklikle yarattığımız yıkımı onarmak artık sizlerin vebali olmuştur.
Özellikle düşünmeden taşınmadan bu yasağı Parlamentoya taşıyanlar yeniden bir vicdani hesap yapmalı, yapılan bu hatanın kurbanı haline getirilen işçilerimizin işe geri dönüşü için adım atmalıdır.
THY A.O Yönetimini ise şimdiden uyarıyoruz. 1-2 ay içinde yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlayacaktır. Artık kendinizi kurtaracak grev yasağınızda yok. Bu dönem toplu iş sözleşmesinde yarattığınız bu sosyal ayıbı ortadan kaldırın, işyerlerinde iş barışı ve huzuruna katkı sağlayın. Yeni Toplu iş sözleşmesinin kaderi atacağınız bu adıma bağlı olacaktır.
İkinci olarak Yeni Kanun Sendikamız ve Havacılık işçileri açısından mevcut 21 Sayılı Hava Taşımacılığı İşkolunu ortadan kaldırarak ve 15 Nolu Taşımacılık işkoluna dâhil ederek işkolumuzu kara, demiryolları ve hava taşımacılığı olarak yeniden belirlememiştir. Sendikamızın yeni işkolu TAŞIMACILIK İşkolu olmuştur.
Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde Yönetim Kurulumuz Sendikamızın TÜZÜĞÜ ve İŞKOLUNU yeniden düzenleyerek örgütlenmesini bu çerçevede genişletecektir.
SGK kayıtlarına göre yaklaşık 750 bin işçinin çalıştığı bu yeni işkolunda sendikamız yeni yasaya göre yetkisini koruyacaktır.
Bu çerçevede birilerinin sendikaya sırf muhalefet olmuş olmak için eleştirdikleri THY A.O’daki 22 Dönemde TİS yetki aşamasında Bakanlıkça üye sayımızın 3500 eksik gösterilmesine sendikamızın yaptığı itiraz ve Bakanlık kayıtlarının Yargıtay Kararları ile güncelleştirilmesinin ne kadar önemli ve stratejik olduğu ortaya çıkmıştır. Bu da Hava-İş sendikasının tecrübe ve öngörülü politikalarının ürünüdür.
Üçüncü olarak THY A.O ve THY Teknik A.Ş’de işvereninin sendikamızın örgütlenmesini zayıflatmak ve sendikayı kendi insan kaynakları bürosu haline çevirmek için sendikamız tüzelliğine, temsilci ve amatör yöneticilerimize karşı yürüttüğü keyfi işten çıkarma politikaları bu Kanun ile Sendika Temsilcisi ve işyerinde çalışan amatör yöneticilerine getirilen sendikal güvence ile ortadan kalkacaktır.
İşveren sendika temsilci ve amatör yöneticilerini işten çıkardığında mutlak işe iade yolu açılmıştır.
Sendikalar olarak daha özgürlükçü, uluslararası sözleşmelere uygun, çağdaş, demokratik çalışma hayatını sağlayacak bir yasa için yıllardır mücadele ediyoruz. İstediğimiz, dünyanın kabul ettiği en temel haklar. Yani: İşten çıkartılma korkusu olmadan sendikalara üye olmak, uzun ve karmaşık yetki prosedürleriyle oyalanmadan sözleşme masasına oturabilmek, işkolunda, işyerinde baraj tehditleri, sınırları olmadan özgürce örgütlenebilmek ve grev hakkını yasaksız ve en geniş biçimde kullanabilmek.
Biz Hava-İş Sendikası olarak işçi sınıfımızın mücadeleden yana, özgürlükleri ve hakları savunan tüm kesimleriyle dayanışma içinde üzerimize düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmeye devam ediyoruz, edeceğiz. Bizim gücümüz tarihsel haklılığımızdan ve üyelerimizin iradesinden kaynaklıdır.
Sendikalar yasasını sendikasızlaştırma yasasına dönüştürenler, bu yasanın geçmesi için ellerinden geleni yapmakta hiçbir sakınca görmemiş, “Milletin Meclisi”ne derdini anlatmaya gelen işçileri sokmamak için artık bir yöntem olarak benimsedikleri “sayısal çoğunluk” terörünü işçiden de esirgememişlerdir.
İşçilere barikatlar kurulmuş, saatlerce gaz sıkılmış, milletvekilleri, sendika yöneticileri ve işçiler tartaklanmış, devletin resmi kolluk güçlerince ağza alınmayacak küfürlerle rencide edilmişlerdir. Toplumun demokrasi ve özgürlükler isteyen tüm kesimlerine karşı faşizan saldırılarla güç gösterisi yapan AKP iktidarının demokrasiyle bir ilgisinin olmadığı, çıkardığı kölelik yasalarından da, uyguladığı baskı ve yıldırma politikalarından da yeteri kadar açıktır.
Ancak biz emek güçleri haklarımızı almak için direnmek ve mücadele etmekten başka bir yol olmadığını artık öğrenmek zorundayız. Demokratik ve meşru mücadelemizi yılmadan yılgınlığa uğramadan sürdürmek zorundayız. Unutmamalıyız ki ülkemizde tüm kesimler üzerine çökertilmeye çalışılan karanlık önce biz işçilere işyerlerimizde dayatılmak istenmektedir. İşyerlerinde onurluca ortaya koyacağımız karşı çıkış ülkemizdeki baskıcı, anti demokratik, emperyalist güçlerle işbirlikçi emek karşıtı politikalara dur diyecektir.
Saygılarımızla.
HAVA-İŞ GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU