HAVA-İŞ’ten şu açıklama yapıldı:
Değerli Basın ve Kamuoyuna;
Hava-İş Sendikasının 27. Olağan Genel Kurul öncesi THY A.O Yönetimi sendikanın tüzel yapısına ve Genel Kurul delegelerine saldırılara devam ediyor. THY A.O Yönetimi desteklediği REFORM adı altındaki işveren işbirlikçisi hareketin GENEL KURULDA kazanmasını sağlamak amaçlı her türlü baskıyı bizzat organize ediyor.
THY A.O Yönetimi ve işveren işbirlikçisi reform hareketinin yürüttüğü operasyonla Anayasa ve yasalar güvencesindeki en temel demokratik hak olan işçilerin kendi sendika genel kurulunda seçme seçilme hakkının özgürce kullanılması tehdit ve baskılarla engellenmek istenmektedir. Bu saldırı mevcut sendika yönetimimize karşı değil tüm üyelerimizin kazanılmış haklarına karşı bir saldırıdır.
Dün itibarıyla delegelere yönelik THY Kabin Hizmetleri Başkanlığı yönetici kadrosunda görevli Kürşat Arslan, Seymen Kinden, Serpil İnce, İsmail Vatansever, adlı kişilerce telefonla aranarak, THY Teknik A.Ş bölüm müdürlerince makamlarına çağrılarak, ifade edilen genel kurula katılmayın yönündeki baskı ve tehditleri TCK’nun 118 maddesine göre sendikal faaliyetleri engelleyici suç teşkil eden eylemlerdir.
Sendikamız bu yasadışı baskıları planlayan ve uygulayan tüm işverenler ve yöneticiler ile ilgili gerekli yasal işlemleri ivedilikle başlatmıştır. Tüm delegeleri anayasal güvence altında olan sendikal haklarını eksiksiz kullanmaya ve aileleriyle birlikte 50000 kişinin gelecekleriyle ilgili olan bu genel kurula katılmaya ve özgür iradelerini kullanmaya davet ediyoruz.
Diğer yandan Sendikamız Uçuş İşletme Baş temsilcisi olan ve halen grevde bulunan üyemiz kabin amiri Melih Karabıçak ile ilgili olarak “grev esnasında 1 gün SGK primi görünüyor” şeklindeki bir iddia ile;
THY A.O Yönetimince geçerli nedenle işten çıkarılan ve Yargı Kararı ile işe iade edilen bu yargı kararı gereği işe başlatılan sendika THY A.O Diyarbakır Temsilcimiz Mehmet Erçek işe iade edildikten 1 gün sonra Diyarbakır Satış Md’lüğü işyerinde delege seçimleri esnasında oluşan işveren baskıları sonucu ertelenen delege seçimlerinde işçileri tehdit ettiği iddiası ile DİSİPLİN KURULUNA sevk etmiştir.
Sendikanın konaklama yeri tahsis etmesine rağmen İstanbul dışından gelen delegeler bir başka otele yönlendirilerek baskı altına alınmaktadır.
Açıkça sendika tüzelliğine yönelik baskı tehdit oluşturulmak, bu yolla üyelerimizi daha güçlü baskılamak amaçlı bu girişimler ülkemizdeki demokrasinin nasıl karartıldığının da açık örnekleridir.
Anti demokratik grev yasağından, grev kırıcı yasadışı işlemlerden ve kazanılmış hak ihlallerinden sabıkalı THY A.O Yönetimi tüm bu girişimlerine rağmen havacılık işçilerinin ve mevcut sendikal anlayışımızın direncini kıramamakta, istediği sonucu alamamakta ve giderek açıkça sendikanın genel kuruluna müdahaleye yönelmektedir.
Hava-İş sendikası bu ablukayı çoğu kez yaşamış ve her seferinde püskürtmeyi başarmıştır. 07-08 Aralıkta bir kez daha boyun eğmeyeceğimizi hep birlikte göstereceğiz.
Tüm delegelere sesleniyoruz, bu ablukanın dağıtılması için tek seçenek Atilay Ayçin’in Genel Başkanlığında birleşen mevcut sendikal anlayışımızın sürdürülmesidir. Kirli pazarlıklar ve sadece genel kurul kazanmak amaçlı kişisel hırs ve macera ile hareket eden içi boş süslü laflarla oluşturulmuş sözde muhalefetlerle bu abluka dağıtılamaz.
Bu Genel Kurul sonrası, yönetim değiştirmekle göğüslenmeyecek kadar sıkıntı ve sorunlara gebedir. Atilay Ayçin’in Genel Başkanlığında birleşen mevcut sendikal anlayışımızın tecrübesi kararlılığı ve mücadele azmi, bilgi birikimi işveren saldırısı karşısında tek gerçekçi seçenektir.
Tüm delegelerimizin her zaman olduğu gibi sağduyu ve onurla sendikalarına sahip çıkacaklarına inancımız tamdır. Saygılarımızla.