Hava-İş’ten şu açıklama yapıldı:
Değerli Üyelerimiz;
17.07.2012 tarihinde THY A.O Yönetim Kurulu Başkanı imzasıyla, TİS farklarından mahsup edilmek üzere personele avans verileceği yönünde, içinde, doğru olmayan, çarpıtma amaçlı, sendikayı hedef alan değerlendirmeler bulunan bir açıklama yapılmıştır. Bu açıklamayı yapanlara diyoruz ki; Bizzat yaptığınız 18 ay gecikmeye neden olan yetki itirazını, resmi arabulucuya yapılan itirazları, AKP milletvekilleri ile eşgüdüm içinde getirdiğiniz demokrasi ayıbı grev yasağını, daha imzası kurumayan 305 insanı ekmeğinden eden acımasız kararı ve toplu iş sözleşmesinin grev yasağı nedeniyle 3. şahıslarca imzalanmasının beklendiği Yüksek Hakem Kurulu’nu hiç ağzınıza almayacaksınız, ama uzlaşmazlığı sendikanın çıkardığını söyleyeceksiniz. İnsaf, buna bizim ülkemizde “ar damarı çatlamak” denir. Kazanılmış hakları geriye götüren 10’dan fazla karşı teklif getirerek, %11 olarak gerçekleşen 2011 enflasyonu ortada iken 2011 için yıllık %3 zam önererek Hava-İş’e bu sözleşmeyi imzalatamayacağınızı bildiğiniz için bütün bu oyunları oynadığınızı artık cümle alem biliyor. Hava-İş sendikasının kendisini aklamaya çalışacak hiç karası yoktur, ama grev yasağınız ve yasağa karşı demokratik haklarını kullanan 305 işçinin kıyımı, sizin alnınızdan hiç çıkmayacak kara leke olarak yıllar boyunca unutulmayacaktır. Hava-İş üyeleri hiç kimsenin lütuf ve sadakasına önem vermeyecek kadar onurludur. Çalışanların her kuruşunu alın terleri ile hak ettikleri hem parasal hem idari hakları sanki kendi cebinden veriyormuş gibi konuşanlar, öncelikle Bosna da ve Suriye’de batırdıkları paraların, düşük döviz kuruna güvenip hedge etmedikleri için zarara yazılan akaryakıt faturalarının, kambiyo zararlarının, plansız büyüme sonucu oluşan 50 milyon liraya yakın rötar zararlarının bir hesabını versinler… Sendikanın yöneticilerinin kişisel menfaatleri ile hareket ettiğini söyleyenlere, demokrasi ayıbı grev yasağı öncesi “buyurun grev oylamasına gidelim” şeklinde açık oylama çağrısı çıkardığımızda gıklarının çıkmadığını hatırlatmak isteriz. Biz sandık koyalım dedik, onlar yasağa sığındılar. İşte aramızdaki fark. Birde “ideolojik” lafını açıklama içine koyarak artık klasik hale gelmiş karalama metotlarından medet umuyorlar. Bu ülkede yıllar geçti film değişmedi. Düzenin, patronları koruyan, emek düşmanı politikalarına muhalif olursan, boyun eğmeyi, omurgasız olmayı, her devrin siyasi iktidarına kul olmayı, onurunun çiğnenmesini reddedersen “ideolojik” lafı ile suçlanırsın. Evet, işçilerin çıkarlarını temsil eden her konuda işçi sınıfının ekmek kavgasının ideolojisini çekinmeden yürütüyoruz yürüteceğiz. Bu sizin korkunuzdur ve korkunuz olmaya devam edecek. Ne yazık ki THY Yönetim Kurulu Başkanı suçluluk duygusu altında, bu işlerden aklanabilir miyim düşüncesi ile hedef saptırmak için bu tür çarpıtmaları her yerde yapma noktasına gelmiştir. Yıllardır emekçilerin alın teri ile bir dünya havayolu markasına ulaşmış THY’nı yöneten yönetim kurulu başkanının birkaç hafta önce kabin memurları ile yaptığı toplantıda sendika ve yönetimi aleyhine söylediği kesinlikle doğru olmayan, düzeysiz kelimeleri duyunca onların seviyesizliğe inmemek için “bu şirkete yazık oluyor demekten” başka bir cümle bulamıyoruz. Ancak sadece şunu söyleyebiliriz ki, binde 8’lik hülle hissesiyle kamu statüsünden çıkardıkları, ancak hala kamunun olan C Tipi altın hisseyle Yönetimine oturdukları, İhale Kanunundan, Meclis Denetiminden, kaçırdıkları, Danıştay’da özelleştirme iptal davası hala bitmemiş olan ulusal havayolumuzu 3 kişilik icra komitesi ile yönetenler, o toplantıda sendika yönetimi için ima ettikleri “eşkıya” benzetmesine çok daha güzel uymaktadırlar. Değerli Üyelerimiz; Toplu İş sözleşmesinin gecikmesinin de Grev yasağının da İşçi kıyımının da Toplu iş sözleşmesinin Yüksek hakem Kuruluna gönderilmesin de tek sorumlusu THY Yönetimidir. Biz biliyoruz ki bugün sendika olduğu için sizlerin haklarına dokunamayanlar arzu ettikleri sendikasız ve toplu iş sözleşmesiz bir işletmeye eğer kavuşurlarsa işte sizlere asıl faturayı o zaman ödeteceklerdir. Bugün işyerinde oluşturdukları baskı, tehdit, kuralsızlık ve ihlallerle sizleri teslim almaya çalışıyorlar. Vereceklerini söyledikleri avansta bu teslim almanın küçük bir sus payıdır. İşçiler bu sadaka yaklaşımına hayır demeli, avans değil çıkarılan arkadaşlarımızın işe döndüğü ve iş barışının sağlandığı, altında sendikanın imzasının olduğu bir toplu iş sözleşme istiyoruz talebini ortaya koymalıdır. Tek çıkar yol haklarınıza, sendikanıza ve toplu iş sözleşmesine sahip çıkmak ve birlikte mücadele etmektir. Dış Hatlarda grev yasağına ve işçi kıyımına 51 gündür direnen işçiler gerçek mücadelenin nasıl olması gerektiğini onurluca ortaya koymaktadır.
Saygılarımızla.
Hava-İş Genel Merkez Yönetim Kurulu