Hava-İş’in açıklaması şöyle:
Hükümetin Sayın Bakanları Birazda THY Yönetimini Uzlaşmaya Teşvik Etmelidir
Daha grev ilanı kararı aldığımızda, Maliye Bakanı sayın Mehmet Şimşek grev olursa işverenin yanında olacağını ve THY işvereninin yalnız olmadığını açıkça beyan ederek, vatandaşlarına eşit konumda olacağının yeminini bozmuş demokratik ve sosyal hukuk devletinin yöneticisince dile getirilmemesi gereken talihsiz bir tutum içine girmişti.
Bugün de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım bazı basın yayın organlarında yer aldığı gibi “Şirketin geleceği için sendikanın daha sorumlu davranması lazım… Greve gidebilirsin... Ne olacak? Diğer şirketler sizin elinizdeki müşteri potansiyelini alacak… Ondan sonra daha çok işçi çıkarılacak. Anlaşmak en doğru yoldur. Bunun için bütün imkanların kullanılması lazım. Dolayısıyla sendikayı daha sorumlu davranmaya çağırıyorum. Aksi halde THY bizim milli markamız. Bugünlere kolay gelmedi. Sorumsuz davranışlarla kolay elden çıkabilir. Milyonlarca insan mağdur olur. Bugün karar verip bilet almıyorsunuz ki… Aylar önceden alıyorsunuz. Bu mağduriyete müsaade etmememiz lazım. Bence hala anlaşmak için imkan vardır. Böyle bir imkan kalmasa da, biz de kayıtsız kalmayız. Onu da söyleyeyim… Şeklinde beyanda bulunmuştur.
Peki soruyoruz? Sendika tam 5 aydır sorumlulukla davranmıyor mu? İşverenin uzlaşmaz tutumuna uysaydı zaten bundan 2 ay önce greve çıkmış olurdu. Uzlaşmazlığın nedeni ne? Kim haklı kim haksız nasıl irdeledi. Sendikadan var olan sorunları ve sendikanın çözüm tekliflerini dinledi mi? Rezervasyon iptalleri olacağını sendika bundan 1 ay önce işvereni yazılı görüşme davetinde açıkça ifade etmedi mi?
Sayın Bakan birazda şirket yönetiminin sorumlu davranması gerektiğini neden söylemiyor?
Hava-İş ve THY çalışanlarına bu olumsuz tutum nedendir? Kendi atadıkları THY Yönetim Kurulu sütten çıkmış ak kaşık mıdır? Milli markamızın son on yılda 2-3 kat büyümesinden gurur duyarız. Çünkü onu bu noktaya taşıyanlar sendika üyeleridir. Yani THY çalışanlarıdır.
Sayın Bakanı insaflı olmaya birazda THY Yönetimini uzlaşmaya teşvik etmeye davet etmek istiyoruz.
Hava-İş olarak her türlü görüşmeye açığız. Yasada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına bu gibi durumlarda uzlaştırıcı görev verilmiştir, çağırsın tarafları birlikte dinlesin, sorun neden kilitleniyor karşılıklı ifade edelim. İnanıyoruz ki sendikanın haklılığını o da kabul edecektir.
Havacılıkta THY yönetimi istedi diye anti demokratik grev yasağı getirildi haksız olduğu anlaşıldı yasak kaldırıldı. İşten çıkardıkları 305 işçiyi yasadışı eylem yaptı dediler, Yargıtay adalet önünde son kararını verdi ve işçileri haklı buldu işe iade kararı verdi.
Basın ve kamuoyu önünde işten çıkarılanlarla ilgili “ hukukun gereğini yerine getireceğim” diyen Sayın Hamdi Topçu bu sözünü yerine getirse bu uzlaşmazlık kolaylıkla çözülür.
Çünkü Hava-İş çözüm sağlandığı takdirde şirketin temel sorunları da dâhil taşın altına elini koyacağını açıkça beyan etmiştir. Biz Hava-İş sendikası olarak sözümüzün eriyiz ve çok netiz.
Ancak hükümetin Sayın Bakanları sosyal hukuk devletince Anayasal ve yasal olarak güvenceye alınmış en temel haklar konusunda açıkça ihlal içinde bulunmayı kendilerine hak görürlerse THY yönetimi uzlaşmaz tutumunu sürdürür ve grev olur.
Hava-İş demokratik anayasal haklarını kullanmaktan, hukuka başvurmaktan, hakkaniyetsizliklerin son verilmesini talep etmekten başkaca bir tutum içinde olamaz. Grevi hiçbir zaman amaç edinmemiştir. Böyle olsaydı THY’de son grev 1991’de olmazdı.
Bu açıdan THY’de grev olmaması isteniyorsa THY Yönetimin inadı ve uzlaşmaz tutumuna son verilmelidir. Kimse kimseden lütuf istemiyor. T.C Anayasasındaki ve yasadaki güvence altına alınmış grev hakkımıza yönelik tehditler ülkemizi, İLO, AB ve diğer tüm ulusal ve uluslararası demokratik platformlarda çok büyük sıkıntılara sokacaktır.
Bu anlamda Sayın Bakanı sorumlu ve yansız bir tutum içinde uzlaşmayı sağlayacak siyasi irade koymaya davet ediyoruz saygılarımızla.