15 Mayıs’tan beri grevde olan Türk Hava Yolları çalışanları, dertlerinin para pul değil, ağır çalışma şartlarından dolayı can güvenliğinin tehlikeye girmesi olduğunu anlatabilmenin derdinde.
23 Ekim’de, Türkiye Barolar Birliği tarafından ‘THY Grevi Bağlamında Uçuş Güvenliği ve Çalışma Barışı Sempozyumu’ düzenlendi.
Hosteslerin hayatı, dışarıdan bakıldığında, göze parlak görülebilir. Şırımşık üniformalarını giymiş, Amerika senin Uzakdoğu benim gezip dolaştıklarını düşünenlerin, aslında ağır işçi olduklarını idrak etmeleri için meslek hastalıklarına göz atmaları yeterli olacaktır. Her gün 10 bin metrede görev yapan hosteslerin, maruz kaldığı basınç düşünülünce, maden işçilerinden çok da farklı bir durumları yok. Emboliye, hepimizden daha açıklar; beyin kanamasından kaybettikleri arkadaşlarını yâd ederken, “Mukadderat değil, meslek icabıdır” diyorlar. Uzun uçuşlarda yaşadığınız jet-lag’in, onlar için rutin olduğunu hatırlamak bile kâfi gelecektir. Vâris, bel fıtığı, mide hastalıkları, fındık fıstık rahatsızlıklardan sayıldığı için, pek dile bile getirilmiyor. Uçağın kapısından girdiğiniz anda yüzünüze gülerek bakan hostesler, aldıkları eğitim sayesinde profilinizi çıkarır; tehlike arz etme potansiyeline sahip yolcuyu tespit etmek onların sorumluluğundadır. Çayınızı kahvenizi servis ettikleri sırada kalp krizi geçirecek olsanız, elektroşok uygulayacak olan da onlardır. Uçakta, sadece servis elemanı değil, aynı zamanda bomba uzmanı, itfaiyeci, doktor, psikolog olarak da hizmet verirler.
Beşi grevde, biri işten çıkarıldığı için direnişte olan altı uçuş görevlisinin ortasında oturmuş, onların para pul mevzuundan değil, ‘can güvenliği’ derdine düştükleri için greve gittiklerine dair sözlerini dinliyorum. Grev kırıcı olarak işe alınan yeni personelin kısıtlı eğitimle alel acele uçuşa gönderildiğini söylediklerinde, gamlı baykuş gibi, dönüş yolculuğunu düşünmeye koyuluyorum.
Kahır hikâyelerinin ardı arkası kesilmiyor fakat uzaktan bakan fıkra anlattıklarını zanneder; öyle gülücüklü yüzleri… Mesleki deformasyon olsa gerek bu kan kusup kızılcık şerbeti içtim halleri!
Kokpitte kovuldum
Meltem Akdağ, THY’de 24. senesinde tazminatsız atılmış, direnişte olan bir purser: “Sendikamızın basın açıklaması oldu; izin günümdü, gittim. Bir hafta sonra Los Angeles’a uçtum. Dönüşte, kokpite çağırıldım ve işten atıldığımı öğrendim. Gerekçe yasadışı eylem. Emekli olup çiçeklerle uğurlanmayı beklerken, bizi yasadışı eylemci olarak yaftalamaları çok ağır. ”
Yazının devamı için TIKLAYINIZ…