Çalışma hayatındaki gerginlik bir çok sektörde giderek artıyor. İşsizliğin resmi rakamlarla yüzde 10’larda gayri resmi yüzde 19’lara ulaştığı Türkiye’de işverenler, aynı işkolundaki işsizleri koz kullanıp, çalışanların ücretleri üstünde baskı yaparken, örgütlü işkolların da sendikalar ise ücret artışını alabilmek için grev yolunu deniyor. Bir yandan ulaştırma sektöründe THY’deki grev oylaması turizmcileri ve ihracatçıları ürkütürken, iletişim sektöründe Türk Telekom’daki toplu görüşmelerde anlaşmaya varılamaması, diğer yandan da tekstil sektöründe Türkiye’nin en büyük şirketlerinde grev kararı asıldı.
20 işyerinde karar alındı
Hava-İş Sendikası ile THY ve Teknik AŞ’nin toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine işçi ve işveren tarafı karşılıklı grev ve lokavt kararı alırken, Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası (TEKSİF) da 20 iş yerinde greve çıkmaya karar verdi. Bu süreçte, Türkiye Haber-İş Sendikasının Türk Telekom’da, Türk Harb-İş Sendikasının ise Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Akaryakıt, İkmal ve NATO POL (ANT) tesislerinde yürüttüğü toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden de henüz anlaşma çıkmadı.
THY’de sancılı günler
Hava-İş Sendikası, THY ve Teknik A.Ş’de 11 binin üzerinde işçi adına yürüttüğü toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, ücret ve çalışma koşullarının da içinde bulunduğu bir dizi madde üzerinde işverenle anlaşmaya varamazken, her iki işyerinde grev kararı almıştı. İşveren ise sendikanın grev kararına lokavt kararıyla karşılık vermişti. TÜRSAB ve TİM’in de içinde yer aldığı birçok kuruluşun, THY ve Teknik A.Ş’de olası bir grevin neden olacağı sıkıntılardan endişelerini dile getirdiği sürecin ne yönde devam edeceği, çalışanların grev oylaması sonucunda netlik kazanacak.
Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikası ile 20 bin üyesi adına yürüttüğü 21. Dönem Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde ücret ve diğer mali konularda anlaşmaya varamayan TEKSİF ise 20 işyerinde grev kararı aldı. Bu işyerlerinden Söktaş, Narin Tekstil, Yünsa, Levis, Saray Halı, Kasar ve Dual, Pisa Tekstil, Altınyıldız, Bahariye, Kordsa ve Vakko’da grev tarihi 10 Eylül olarak açıklanırken, kalan 6 işyerindeki grev tarihi daha sonra belirlenecek.
Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayii İşçileri Sendikası (TEKSİF) Genel Başkanı Nazmi Irgat, Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası ile sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerindeki anlaşmazlığın ardından 20 iş yerinde grev kararı aldıklarını hatırlatarak, “İşverenlerle kendimizi aynı gemide kabul ediyoruz. Sektörün sorunlarının aşılmasında işverenle beraberiz ama çalışanların da günümüz şartlarında insanca yaşayacağı bir ücreti talep ediyoruz” dedi.
26 bin işçiyi ilgilendiriyor
Özelleştirilmesinin ardından Türk Telekom’da başlanan ilk toplu iş sözleşmesinde de şu ana kadar anlaşmaya varılamadı. Türkiye Haber-İş Sendikası, işverenin ücret zammı, toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin sayısının azaltılması ve cumartesi günlerinin hafta tatili olmaktan çıkarılmasına imkan tanınması yönündeki taleplerini kabul etmezken, yaklaşık 26 bin işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri, yasa gereği resmi arabulucu vasıtasıyla yürütülüyor.Türk Harb-İş Sendikası ile Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Akaryakıt, İkmal ve NATO POL (ANT) tesislerinde yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinde de henüz anlaşmaya varılamadı.
Memur da grev hakkı istiyor
Kamudaki toplu görüşme sürecine “toplu sözleşme ve grev hakkı” damgasını vuracak. Kamuda örgütlü KESK, Memur-Sen ve Kamu-Sen,15 Ağustos’ta başlayacak olan ve kamuda çalışan 1 milyon 850 bin kişiyi ilgilendiren toplu görüşme sürecinde, hükümetten öncelikli olarak kamu çalışanlarına toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesini isteyecek. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Başkanı İsmail Hakkı Tombul, toplu görüşme sürecinde olmazsa olmaz taleplerinin kamu çalışanlarına toplu iş sözleşme ve grev hakkı verilmesi olduğunu belirtti.Tombul, “Hükümetten, şu anda en düşük memur maaşı olan 750 YTL’nin, bir kişinin yoksulluk sınırı olarak kabul edilen bin 150 YTL’ye çıkarılmasını talep edeceğiz” dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu da geçen yıl olduğu gibi, toplu görüşmelerde son ana kadar masadan kalkmayacaklarını söyledi. Hükümetin işçilere gösterdiği hoşgörüyü memurlara da göstermesi gerektiğinin altını çizen Aksu, “İşçilerin elde ettiği mali hakların aynısını istiyoruz. Hükümetten toplu sözleşme ve grev hakkımızı talep edeceğiz” diye konuştu.
Aç ve yoksul sayısı son 5 yılda yüzde 100 arttı
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, “Son 5 yıl içinde Türkiye’de açlık sınırında olanların sayısının yüzde 91.4, yoksulluk sınırındakilerin sayısının da yüzde 104 oranında arttığını” savundu. Dinçer, yaptığı yazılı açıklamada, toplu görüşmelerin yaklaştığına dikkati çekti. Eğitim emekçilerinin her geçen gün daha da yoksullaştığını kaydeden Dinçer, “AKP’nin iktidarda bulunduğu son beş yıl boyunca eğitim emekçilerinin, önceki yıllara göre daha hızlı bir şekilde yoksullaştığını” öne sürdü. Son dört yılda öğretmenlerin ve diğer eğitim emekçilerinin maaşlarının, dört kişilik bir ailenin yapması gereken harcamaların yarısını bile karşılayamayacak düzeyde olduğunu savunan Dinçer, “2002’de bir öğretmen, aldığı maaşla aylık giderlerinin yüzde 52’sini karşılayabiliyorken, 2007’de ancak yüzde 45’ini karşılayabilmektedir. Memur ve hizmetlilerin durumu daha da vahimdir. Hizmetli ve memurlar açlık sınırının altında yaşam mücadelesi vermektedirler” dedi.
Tercüman