‘Bir kalp kırmak, dünyayı yıkmaktır’ diyen, sıradan bir insanın neleri başarabileceğinin örneği olan Hacı Zülfü Balcı’yı takdimimdir...
Lakabı "Hacı".. Diyarbakır Havalimanı'na 37 yılını verdi. Diyarbakırlıların ve yolu Diyarbakır havalimanına düşenlerin yakından tanıdığı bir isim Zülfü Balcı Dicle ilçesine bağlı Dagan köyünde 1938 yılında çiftçi bir babanın oğlu olarak doğdu. 13 yaşındayken önce Ergani ilçesine ardından da Diyarbakır’a göç ettiler. Hiç okula gitmedi. Ehliyet alabilmek için ilkokul diplomasını dışarıdan aldı. Bir süre tamircide çalıştı. Diyarbakır’dan Dicle’ye ve Şanlıurfa’ya yolcu taşıdı. Türk Hava Yolları'nın servis aracı bir kazaya karışınca, şoförlüğünü yaptığı otobüs, kaza yapan aracın yerini aldı. Uçaktan inen yolcuları şehre taşımaya başladı...
"Bir gün baktım ki muavinler eşyaları fırlatarak atıyorlar bagaja. ‘Yahu insaf, vicdan böyle olmaz’ diyerek artık dokundurtmadım, kendim yerleştirmeye başladım. Böyle bir kaç ay çalıştıktan sonra bir gün Alan Müdürü beni çağırdı. Dedi ki, ‘Artık valizlerdeki eşyalar kırılmıyor, şikâyet hiç gelmiyor. Sen ne yaptın?’ Ben de durumu izah edince ‘Bir dilekçe yaz bana, Genel Müdürlüğe göndereyim’ dedi. Okumam-yazmam yok. Müdür kendisi yazıp gönderdi."
Şoförlükten Hareket Şefliğine...
İş başvurusu için gönderilen dilekçe olumlu yanıtla geri geldi. İşine gösterdiği özen ona o çok sevdiği uçakların art arda inip kalktıkları havaalanının kapılarını araladı.
İlk mesai gününde sabah altıda kapının önündeydi. Havaalanı henüz açılmamıştı. Mesai arkadaşlarının gelmesi için iki saate yakın bekledi. Ona ne kadar söylediyseler de altıda gelmekten vazgeçmedi. Ta ki kapının anahtarları ona teslim edilinceye dek.
Eksikliği tahsiliydi. Ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirip girdiği sınavlarda Fırat Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümüne girdi. İki sene okudu. İşine ayırdığı zamandan çaldığını fark ettiğinde de bıraktı okulunu.
Cumhurbaşkanı çağırınca asker künyesini okudu
Kısa sürede de havaalanının hemen her yerinde yaptığı birbirinden başarılı işlerle Meydan Hareket Şefliği'ne getirildi.
2 Ağustos 1990 tarihinde Saddam Hüseyin Kuveyt’i işgal edince Körfez Krizi başladı. Irak’ta bulunan yabancıların tahliyesine girişilir. Ülkeler türlü yollarla vatandaşlarını çıkarmak için birbiriyle yarış halindedir. Çoğunluğu Bangladeşli olan on bini aşkın kişinin de Diyarbakır’a getirilerek buradan uçaklarla ülkelerine gönderilmesi tartışılıyordur.
Bir gün rutin işleriyle uğraşırken Havaalanı Müdürü heyecanla yanına gelip ‘Koş Hacı seni istiyorlar’ deyince kimin istediğini bilmeden müdürün arkasından koşmaya başlar. Odadan içeriye girdiğinde küçük bir şok yaşar Hacı Zülfü. Zira Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Bangladeş Cumhurbaşkanı Hüseyin Muhammed Erşhad, THY Genel Müdürü Cem Kozlu, Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve Jandarma Asayiş Komutanı Korgeneral Altay Tokat bir masanın etrafında kendisine bakmaktadırlar.
Yutkunur, ne diyeceğini bilemediğinden heyecandan askerde öğrendiğini kısa künyesini okur. Kaygılı yüzler gevşer ve gülümsemeye başlarlar.
Pekçok toplantı yaptıktan sonra Irak’taki tahliyelerin nasıl yapılacağına ilişkin bir yere varamamışlardır. Genel Müdür Cem Kozlu sorar: “Hacı biz işin içinden çıkamadık. Bu mültecileri nasıl göndeririz?” Çünkü küçük havaalanının altyapısı yetersiz, idari bina imkanları kısıtlı ve yer hizmetlerinin yapılması da imkansızdır.
Aljazeera.com.tr’den Abdülkadir Konuksever’in haberinin tamamını okumak için TIKLAYINIZ