Gökkuşağı Hareketi’nin açıklaması şöyle:
BASINA VE KAMUOYUNA
Gökkuşağı Hareketi olarak bugüne kadar gerçekleri bütün çıplaklığıyla, işçiler ve delegelerle paylaştık. Genel Kurulun birinci günü sonunda, aynı sorumlulukla delegelerle birlikte aldığımız kararımızın gerekçesini açıklama ihtiyacı duyuyoruz.
İşveren, Reform Hareketi delegelerini 2 gündür Akgün Otelde konaklatıp ve neredeyse askeri nizamla genel kurula getirip götürürken, Uçuş İşletme ve Teknik delegelerinin katılımını fiilen engellemiştir. Savcılığa intikal eden bu olay, tek başına genel kurulun meşruluğunu yitirme nedenidir. THY yönetiminin ve görevlendirdikleri müdürlerinin işlediği suçların takipçisi olacağız.
Delege seçimlerinin tamamlanmasından sonra THY yönetimi, Reform Hareketinin tek başına çıkaracağı listenin, seçilse de işçilerce benimsenmeyeceğini görerek, kendisine paravan arayışı içinde olmuştur. Bu bağlamda;
Gökkuşağı Hareketini buna alet etme yönünde arkadaşlarımıza baskı yapmıştır. Bu baskıların işe yaramadığı noktada da delegelerimize genel kurula katılmaları halinde işten atılacağı yönünde tehditler yoğunlaşmıştır.
Kararlar almak üzere davet ettiğimiz uçuş işletme delegeleriyle, 6 aralık akşamı toplantı halindeyken bile Reform Hareketinden bir "teklif" gelmiştir. Yönetim kuruluna 4 üyeyle katılmamız ve hatta bu 4 kişinin istediği makamı seçmeleri önerilmiştir. Yani 4 Reform, 1 Hat Bakım, 4 Gökkuşağı olmak üzere yönetim kurulu oluşturulacak ve bizler bu kurulda yer almayı kabul edersek delegelerin de genel kurula katılımı mümkün olacaktı! Aynı teklifin İşçi Komitesine de yapıldığını biliyoruz. Kuşkusuz, bu "teklif" yapılırken aynı zamanda delegelerimizi tehdit eden işverenle birlikte oluşturulacak bir sendika yönetiminde yer almamız mümkün değildi.
Bazı arkadaşlarımız, "Reform Hareketinin sendikamızı tümüyle ele geçirmesinin artık kesin olduğu" ve "hiç olmazsa yönetim kısmen işçilerin elinde kalır" gerekçesiyle bu "teklife" taraftar oldular. Ancak delegelerimizin çoğunluğunun görüşü doğrultusunda bu "teklif" reddedilmiştir.
Böylece, işçi iradesinin yansımadığı, meşruluğunu yitirmiş bir genel kurula katılmama, bu kirli oyunda rol almama kararını delegelerle birlikte aldık ve uyguladık. Bunun onurlu bir duruş olduğundan kuşkumuz yoktur.
Sendika yönetimi ilk toplantıda çoğunluğu sağlamayarak kazanılacak 5 gün içinde işverenin yasa dışı tutumunun afişe edilmesini ve delegelerin katılımının önünün açabilirdi. Bunun yerine hala işverenden çok muhalefeti hedef alan bu anlayışın, işçilerin ve sendikanın geleceği gibi bir kaygısının olmadığı çok açıktır. Çünkü herkesin bildiği gibi işverenin sendikayı tümüyle tasfiye etmek gibi bir "B" planı vardır.
Gökkuşağı Hareketi, ilk kurulduğu günden beri iktidara giden her yolu meşru gören bir çizgiyi onaylamamış ve varılacak yerden çok yolculuğun kendisini önemsemiştir. Bu ilkemiz doğrultusunda ne sendika iktidarıyla ne de işverenle işbirliğine girmedik. Bu yolculuk boyunca işçiler içinde, demokratik, şeffaf, temiz sendika idealinin kök saldığını görmek en büyük tesellimizdir. Gökkuşağı Hareketi ilkeleri ve idealinin kişilerden bağımsız olarak işçilerin gönlünde yeşermeye devam edeceğine inanıyoruz.
Bahadır Altan
Gökkuşağı Hareketi Sözcüsü