İşte Hürriyet yazarı Yalçın Bayer'in geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı o yazı ve mektup...
"CUMA HOCAMIZ
DEVLET Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Ankara Genel Müdürlükte çalışan bir memurum. Ancak Kuruluşumuzda süregelmekte olan bazı uygulamalar Atatürk’ümüzün bize emanet ettiği Cumhuriyet Türkiye'siyle bağdaşmamaktadır.
Öncelikle şunu söylemeliyim.
Ben de müslümanım ve dinimize saygım sonsuz. Ancak bir kamu kuruluşunda devletin resmi aracıyla her cuma bodrum kattaki mescidimize imam getirilip namazdan sonra tekrar resmi araçla bırakılması hangi akla hangi akla hizmet etmektedir? Kaldı ki resmi aracın yakıt giderleri vatandaşlarımızın vergileriyle karşılanmaktadır. Ayrıca çoğu erkek çalışanımız hergün düzenli olarak namaz vakti olduğunda aşağıda toplanıp dairedeki işleri aksatmaktadırlar. Birşey söylenmesi imkansız; çünkü yönetimden tepki görülmesi büyük olasıdır.
DHMİ'deki uygulamalar bununla da kalmayıp Ramazan nedeniyle yemekhaneden yemek çıkarılması durdurulmuştur.
Yine her Cuma fotoselli musluklarda ayaklarını yıkayan daire başkanlarını lavabolarda görmek mümkündür. Yozlaşmış ve partizanca doldurulmuş olan bu kuruluşumuz da insanların bir çoğu masalarında hiçbir iş yapmadan maaş almakta ve ibadetlerini de sonsuz bir şekilde gerçekleştirmektedirler.
Sizlere bundan başka yazamam, gelip görmeniz gerekiyor."