Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, uçağın Suriye tarafından herhangi bir uyarı yapılmadan, uluslararası hava sularında vurulduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TRT Haber Kanal Koordinatörü Ahmet Böken’in, düşürülen Türk askeri uçağı ile ilgili sorularını cevapladı.
OLAYIN OLUŞ ŞEKLİ
Davutoğlu, olayın oluş şeklini şöyle anlattı: "Uçağımız uluslararası hava sahasında vurulmuştur. Uzun çalışmalarımız sonucunda net olarak ulaştığımız neticedir, uçağımız uluslararası hava sahasında vurulmuştur; Suriye sınırına 13 deniz mili uzaklıkta vuruluyor. Radar görüntülerimiz ve elimizdeki veriler, uçağımızın vurulduktan sonra pilot kontrolü ortadan kalktığı için düzensiz hareketlerle, o anda zaten merkezle irtibatı kesilir, doğal olarak, kontrolü kaybettiği için Suriye karasularına düşer. Yani vurulduğu andan sonra Suriye karasularına düşer. 8 mil açıkta denize düşer. Bizim gördüğümüz tablo, elimizdeki veriler bu."
"UÇAĞIMIZA HERHANGİ BİR UYARI YAPILMAMIŞTIR"
Türkiye'nin hem radar hem telsiz kayıtları, Suriye içindeki iletişimler de gözden geçirilerek bu sonuçlara ulaşıldığını ifade eden Davutoğlu, "Bütün bu süreçte uçağımıza yapılmış hiçbir uyarı yok. Burada Suriye'nin gündeme getirdiği iddia, bir ihlal var mı? İlk misyonu yapıp Türkiye'ye dönerken kısa süreli olarak Suriye hava sahasına girmek sözkonusu. Ama bu, vurma olayıyla alakalı değil." dedi.
Davutoğlu, bu tür durumlarda, hava şartlarına ve bazen de teknik sebeplere dayalı olarak kısa süreli ihlallerin her zaman karşılaşılabilen olaylar olduğunu ve Türkiye hava sahasında da başka ülkelerde de karşılaşıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bu olaydan yaklaşık 15 dakika önce böyle bir ihlal söz konusu; ama bu ihlal esnasında Suriye tarafından verilmiş herhangi bir mesaj ya da uyarı yine yok. Aksine bizim merkezi radarımızdan uçağımıza giden 'Yanlış rotaya girdin' uyarı üzerine - Orda çünkü topoğrafya birbirine çok benzediği için, Türk hava sahasına gireceğim derken kısa süreli bir ihlal yaşanıyor.- pilotlarımız süratle Suriye hava sahasından çıkıp orayı terk ediyorlar. Bu, vurma olayından 15 dakika önce oluyor. Daha sonra Türk hava sahasına giriyor uçağımız ve tekrar rutin görevine döner. Vurulma olayı, bundan, bizim hava sahamıza girdikten yaklaşık 12-13 dakika sonra uluslararası hava sahasında 13 mil uzakta olur."
"İHLAL İLE VURULMA ARASINDA İLLİYET BAĞI YOK"
Suriye tarafının bu iki olay arasında illiyet bağı kurmaya çalıştığını kaydeden Davutoğlu, böyle bir illiyet bağı kurulamayacağını ifade etti. Davutoğlu, şunları söyledi: "Bir olay bitmiş, o ihlal, istenilmeyen bir ihlal, kasıtlı olmayan ve her zaman olabilecek, çoğu zaman bizim hava sahamızda da olabilen ve karşılıklı - ki bunun birçok aşaması var. Velev ki böyle bir ihlal olmuş olsa - önce mesaj göndereceksiniz uçağa. Çünkü uçağın kimliği açık, kanalları açık. Kendini gizlememiş. Uçarken bu açık bir şekilde belli. Ona mesaj göndereceksiniz, uyaracaksınız; ola ki bir yanlışlık olmuştur. Son birkaç ay içinde bile bizim sınırlarımızda böyle oldu; dost ülkeler, komşu ülkeler tarafından da karşılıklı mesajlarla bu aşılabildi. Bu her zaman olabilecek bir şey. Olmadı, uçak kaldırırsınız, kontrollü bir şekilde davranırsınız. O da olmadı, daha açık bir uyarı gerçekleştirirsiniz veya uçağı inmeye zorlarsınız. Bütün bunların olabileceği kadar bir süre zaten Suriye hava sahasında kalınmış değil. Bunların hiçbir yapılmadan, bizim uçak Suriye hava sahasını terk ettikten sonra, uluslararası hava sahasına döndükten sonra ikinci bir vukuat oluyor, tabiri caizse. Bu açıdan da zihnimizde, olayın seyri nettir. Uçağımızın bu konuda Suriye tarafında herhangi bir hasmane tutumu olmamıştır. Süratle Suriye hava sahasını terk etmiştir, ilk aşamada. Ve bütün o süreç bittikten sonra da rutin görevine dönmüştür. Ve bu arada da, her an kanallar açık. Bize dönük de dışişleri kanalları ya da istihbarat üzerinden, 'Uçağınız böyle bir ihlal yaptı, sebebi nedir?' ya da yapmasın, böyle bir mesaj da yaşanmamış bu süreç içinde. Elimizdeki veriler, tabloyu bu şekilde ortaya koyuyor."
Dışişleri Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Biz fevri adım atmayız. Herhangi yanlış bilgiye dayalı bir eylem içinde olmayız. Önce bütün doneleri toplarız, ne olduğunu tespit ederiz, sonra da adımlarımızı kararlı bir şekilde atarız.” dedi.
Kaybolan iki pilotun ailesine sabır dileyen Davutoğlu, “Bütün imkanlarımızla, pilotlarımızın bulunması için çaba sarf ediyoruz. Olayın olduğu andan itibaren şu ana kadar gemilerimiz, helikopterlerimiz alanı tarıyor. İnşallah hayırlı bir haber alırız.” şeklinde konuştu.
Çok ciddi sonuçları olabilecek bir olay yaşanmasından dolayı başından itibaren, hükümetin soğukkanlı bir şekilde olayın mahiyetini anlamak üzere çalıştığını aktaran Davutoğlu, “Bir kriz yönetimi bilinci içinde süreci yönetmeye çalıştık.” ifadesini kullandı. Suriye tarafından verilen bilgilerle de uçağın düşürüldüğünün teyit edilmesinden sonra, sistematik adımlarla yürütülen bir kriz yönetimi yapıldığını söyleyen Davutoğlu, şunları söyledi: “Olayın mahiyeti anlaşıldıktan sonra, Sayın Başbakanımızı (o sırada Başbakanımız Brezilya’dan dönüyorlardı), uçaktan arayarak bilgilendirdim. Başbakan Vekilimiz Bülent Arınç’ı bilgilendirdim. Sayın Cumhurbaşkanımız Kayseri’de idi, onu bilgilendirdim. Bu sırada Sayın Genelkurmay Başkanımız ile de defalarca telefon görüşmesi yaparak olayın gerçek mahiyeti hakkında verileri toplamaya çalıştık.” Olayın resmini çekmek ve pilotların aranma çalışmalarını sürdürmek çabası içinde olduklarını kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti: “Cuma akşamı durumun resmini tam olarak çekmek üzere bir toplantı gerçekleştirildi. Sayın Başbakanımızın başkanlığında, Genelkurmay Başkanımız, İçişleri Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız, ilgili komutanlarımız, MİT Müsteşarımızın katılımları ile. Burada tablo az çok bizim açımızdan… Elimizdeki veriler ve uçağımızın görev tanımı, bulunduğu yer üzerinde bir çalışma oldu. Dün, o geceki toplantıda alınan kararlar çerçevesinde, Genelkurmay İkinci Başkanımız, Dışişleri Bakanlığımız, Müsteşarlık yetkileri ile daha teknik bir çalışma yürüttük.” Bu toplantılarla takvimlendirilmiş bir eylem planı hazırladıklarını kaydeden Davutoğlu, “Bu çalışmaları tamamladıktan ve bütün verileri topladıktan sonra Sayın Başbakan’a durumu arz ettim. Sayın Başbakanımızın da verdiği onay ile bu eylem planını harekete geçirmeye başladık.” dedi.
Kayıp pilotları arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini yenileyen Davutoğlu, “Suriye kara suları içinde yürütülen çalışma olduğu için Suriye ile koordineli ama biz kendimiz yönetiyoruz bu çalışmaları. Yani birlikte bir ekip çalışması değil. Baştan itibaren bu böyle.” ifadesini kullandı.
“BİZ FEVRİ ADIM ATMAYIZ”
Türkiye’nin nerede hangi adımı atacağın bilen bir birikime sahip olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları ekledi: “Biz fevri adım atmayız. Herhangi yanlış bilgiye dayalı bir eylem içinde olmayız. Önce bütün doneleri toplarız, ne olduğunu tespit ederiz, sonra da adımlarımızı kararlı bir şekilde atarız.” Davutoğlu, açıklamanın bugüne kalmasının nedenini, resmin tam olarak çekilmesini sağlamak olarak açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın parti liderlerini konuyla ilgili bugün bilgilendireceğini hatırlatan Davutoğlu, ayrıca ilgili tüm ülkeler ile NATO ve BM Güvenlik Konseyi üyelerinin de tek tek bilgilendirileceğini aktardı. Davutoğlu, “Bizim ulaştığımız resim ulusal ve uluslararası kamuoyu tarafından bugün görülecek.” şeklinde konuştu.
Bundan sonraki adımlar konusunda da kamuoyunun emin olması gerektiğini söyleyen Davutoğlu, “Her bir adım bütün detayları düşünülerek, bütün verilere ulaşılarak atılacak ve derin devlet tecrübemizin gereği neyse o yapılacak.” dedi.
Milliyet