Balkan Savaşı sırasında Yunanistan’da esir düştükten sonra orada çan yapımını öğrenen Çancı Hafız’ın 3’üncü kuşak torunlarının Manisa Demirci’de ürettiği el yapımı çanlar, İstanbul Havalimanı’nın metro çıkış alanındaki viyadüğün alt yüzeyine yerleştirilecek. İGART Sanat Projesi için açılan yarışmayı Betül Kotil çanlardan oluşturduğu ‘Saya’nın Sesi’ adlı eseriyle kazanmıştı.
PROJEDE KULLANILACAK ÇANLARIN ÜRETİMİNE BAŞLANDI
Ailesinin sadece çan yapım işiyle uğraştığını belirten Nevzat Çancı (56), “Ayasofya Camii’nin halılarının Demirci’den olmasının yanı sıra İstanbul Havalimanı’nda yine bizim Demirci’nin çanlarının yer alacak olması, bizleri gururlandırdı” dedi.
Ailenin ürettiği çanlar, şimdi de İstanbul Havalimanı’ndan dünyanın dört bir yanına giden ve İstanbul’a gelen yolcuları karşılayıp, uğurlayacak. İstanbul Havalimanı’nın en dikkat çekici alanlarından, metro çıkış alanındaki viyadüğün alt yüzeyi için tasarlanan eseri belirlemek üzere açılan yarışmayı kazanan Betül Kotil’in ‘Saya’nın Sesi’ adlı eserinde, ailenin ürettiği çanlar kullanılacak. Kotil’in hayvanlara kaybolmasınlar, diye takılan çanlardan esinlenerek tasarladığı çalışması, toplam 5 bin 770 metrekare alanda uygulanırken, eserde dört farklı boyutta 2 bin 10 ile 2 bin 500 arası çan kullanılacak. Demircili Çancı ailesi, eserde kullanılacak çanların üretimine başladı.
‘TAVANI KOMPLE 2500 ÇANLA KAPLAYACAĞIZ”
Yarışmayı kazanan Betül Kotil proje hakkında şunları söyledi:
“Projem, görünmez bir coğrafyaya referans edecek. Kamusal bir alanda ve oradan geçen binlerce kişiye kırsalın sesini işittirecek. Küçük ve büyükbaş hayvan zillerinden oluşan bir enstalasyon projesiydi. Ortalama 2 bin civarında zil olacak. Bu ziller el üretimi ve Manisa Demirci ilçesinde bir aile tarafından üretilecek. Bu şekilde proje sürdürülebilir kalkınmaya da destek olacak. Proje, İstanbul Havalimanı’nda bir viyadük altında uygulanacak.
Aynı zamanda burası metro bağlantı hattının çıkış noktası. Yani insanların sürekli altından geçeceği bir mekan. 12 metre yüksekliğinde, 126 metre uzunluğunda ve 45 metre genişliğinde. Tavanı komple zillerle kaplayacağız. Zillerimiz şu an da üretimde. Yaklaşık 2,5 ay kadar sürmesi planlanıyor. Aynı şekilde mekanın mühendislik ve teknik kısmı var. O da 2 ay sürecek. Eş zamanlı olarak montajına başlayacağız. Yaz aylarında projeyi tamamlamış olacağız. Bizim işimizin en önemli özelliği sallanarak ses çıkarması. Açık havada olduğu için doğal bir halde gerçekleşecek. Oradan geçen insanları meditatif duruma sokacak. Yerleştirme olarak her açıdan ve bakıştan okunabilir olacak. Kanat formunda asılacak, havaalanı ve doğayla özdeşleşecek. Aynı zamanda modern bir görüntüye sahip olacak. Ürünümüz bir zanaatken bir sanat eserine dönüşüyor”