Türk sivil havacılığının son 12 yılda, her sene üst üste ortalama yüzde 14.5 gibi büyüme performansıyla ilerlediğini belirten Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, bu başarının gerçekten takdire şayan olduğunu, gelişmelerin yurtdışında çok ilgi uyandırdığını ve özellikle yabancı gazetecilerin de Türk havacılığının performans sırrını çok merak ettiğini söyledi.
Ulaştırma Bakanı Elvan, Habertürk TV’de yayınlanan Güntay Şimşek’in hazırlayıp sunduğu “Airport” programının 500'üncü bölüme ulaşması sebebiyle kutlama törenine katıldı ve stüdyo konuğu oldu. Bakan Elvan, hem havacılık sektörüne yönelik önemli açıklamalarda bulundu hem de uçakla yaptığı ilk seyahatini ve anılarını anlattı.
'BAŞARININ TEMELİ SERBESTLEŞME'
"Siz bunu nasıl başardınız, bu büyüme performansını nasıl yakaladınız?' şeklinde yabancı gazetecilerin sorularına muhatap oluyoruz. Gerçekten özellikle Avrupa ülkelerinin, hatta Uzakdoğu'nun birçok ülkesinin hayranlıkla izlediği bir sektör konumuna geldi havacılık, özellikle 2002 yılında köklü bazı yapısal dönüşüm programlarını başlatmamız ve acil eylem planında havacılık sektörünün serbestleştirilmesi ve bu yönde bir düzenlemenin yapılacağının yer alması, hemen akabinde de Türk Hava Yolları tekelinde olan Türk havacılık sektörünün bir anlamda serbestleştirilmesi, özel kesime açılması hem Türk Hava Yolları'nı güçlendirdi, hem de diğer havayolu şirketlerini güçlü bir konuma getirdi."
'3. HAVALİMANI İHALESİ DAHA ERKEN OLABİLİRDİ'
"Belki 3. havalimanı ihalesi için daha erken davranmamız gerekirdi.
4-5 yıl geriye gidersek Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yanlış bir yere yapıldığı söyleniyordu ve bu havaalanının çalışmayacağı ifade ediliyordu. Bugün Sabiha Gökçen dünyada en fazla yolcusu artan havalimanlarından biri oldu. Atatürk Havalimanı da kendi kategorisinde dünyada yolcu sayısını en çok artıran havalimanı konumunda. Geçen yıl hatırlarsanız, 2013 sonu itibarıyla 150 milyon yolcu taşınmış idi, bu yıl 170 milyona ulaşıyoruz. Bunda 3 önemli faktör var; havacılıkta serbestleşme, hükümetlerimizin havaalanı yatırımlarına ağırlık vermesi ve hava trafik yoğunluğunun Batı'dan Doğu'ya kayması ile Türkiye'nin, hele hele de İstanbul'un dünyanın en önemli merkezlerinden biri konumuna gelmesi gerçekten havacılık sektörümüzü şahlandırdı.
"İLK DEFA UÇAĞA 1983'TE BİNDİM"
1983'te İTÜ'den mezun oldum. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yurtdışı sınavına girdim, ihtisas devamı için İngiltere'ye gittim. İngiltere'ye giderken uçağa bindim. Çok heyecanlandım. İnanılmaz bir heyecandı, çünkü o dönemde hatırlarsanız orta düzey bir ailenin ya da kısmen zengin bir vatandaşın bile uçağa binmesi pek mümkün değildi. Benim için çok heyecan vericiydi. Yurtdışına burslu gitmekten daha heyecanlı bir durumdu. Hiç unutmuyorum uçuşumu. Daha sonra en uzun seyahatimi Amerika'ya yaptım, 22 yıl önce. Paris'te bir gece kaldıktan sonra Amerika'ya devam ettim ve o uçuş da unutamadığım heyecanlı bir uçuş oldu."
'İLK AYRILIĞIM İLK SEYAHATİM OLDU'
"Ailem Konya'daydı ve İstanbul'a ve Ankara'ya hiç gitmemiştim.
Üniversite okumak üzere ilk kez İstanbul'a doğru yola çıktım. İlk ayrılığım ve ilk seyahatim oldu. Devasa bir şehir ve ne yapacağınızı, nasıl hareket edeceğinizi, insanlarla nasıl ve ne şekilde konuşacağınızı bile ölçerek, tartarak yapacağınız bir dönemdi. Babam ile gelmiştik ama akrabalarımız ısrarla İstanbul'a gitmemi istemiyordu. 'Okumasın, okuyup da ne olacak, işimiz var gücümüz var. Üniversite nedir' dediklerini hatırlıyorum. Tabii o dönemde kesinlikle Ulaştırma Bakanlığı gibi bir hayalim de yoktu. Üniversite bitti, sonrası ben Etibank burslusu olduğumdan, 2 yıl Etibank'ta çalıştım. Sonra Devlet Planlama Teşkilatı'nın bütün kademelerinde görev yaptım, 20 yıl kadar orada çalıştım. Aslında bakan olmak, siyasete girmek bana oldukça uzak şeylerdi. Açık ifade edeyim nasip bizi buraya getirdi."
Habertürk