Bir uçamayış anısı
Çok sıcak bir haziran günü, uçaktayız. Uçma fobisi olan Yasemin, müsekkinin etkisiyle uykuya hazırlanıyor. Derken cep telefonlarını kapatmamız rica ediliyor, atıyorum elimi cebime.
Fakat o da ne? Cebimde yok telefon-melefon.
Aklıma ilk gelen, evde unutmam ihtimali. Muhtemelen çalışma masasının üstünde, kuzu kuzu duruyor. Ama bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin.
Ya dalgınlıkla bavulun içine koyduysam? Ya uçağın bagajında şu an açık bir telefon varsa? Ya günde beş kez konuşmazsak rahat etmeyen annemin arayacağı tutarsa?
Söyleyince kabin amirinin yüzü öyle bir hal alıyor ki, halt ettiğimi anlıyorum hemen.
O zamanlar iyimser biriyim, Boeing bagajlarını kolay açılıp kapanan şeyler sanıyorum. Ama çağırdıklarında karşıma çıkan görevlinin bakışı, tam tersini söylüyor.
Tuna Kiremitçi’nin yazısının devamı için;
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=11.11.2007&Newsid=241181&Categoryid=4&wid=141