Zengin Araplar gökyüzünde sınır tanımıyor. Büyük yolcu uçakları satın alıp içi boş bir halde kabin içi tasarımcılarına teslim ediyorlar. Ve yolcu uçakları, VIP kabin tasarımcılarının elinde birer saraya dönüşüyor.
Yüzlerce VIP uçağın tasarımını yöneten Michael Witt, çılgın kabin tasarımlarını Habertürk gazetesine anlattı.
'UÇAĞA AT AHIRI YAPTIK'
Bugüne kadar pek çok VIP uçağın tasarımında yer aldınız. VIP müşterilerin bu uçaklarda görmek istediği en absürt şeyler nelerdi?
Bir keresinde bir Boeing 747'ye asansör yapmamız talep edildi. Bu asansör, 747'nin üst güvertesini, ana güvertesini ve kargo kompartmanını birbirine bağlıyordu. Kargo kompartmanma ek bir galley (uçak mutfağı) yapılmıştı. Asansörü kabin personeli kullanıyordu. Böylece personel merdivenlerde gürültü yapmadan, ana güverteyi hiç rahatsız etmeden, kokpitin bulunduğu üst kata çıkıyordu. Kabin personeli uçağa kargo bölmesinden biniyordu. Hostesler ve pilotlar uçakta hayalet gibiydi. Orada olduklarını biliyordunuz ancak servis dışında neredeyse hiç görmüyordunuz.
Hayvanların konforunu da düşünüyorsunuz...
Ortadoğu'da varlıklı insanların şahin yakalayıp beslemek gibi ilginç uğraşları var. Yine bir 747'ye bir şahin bölümü tasarlamıştık. Uçağın sahibi uzak bölgelere seyahat ederek bütün gününü canlı şahin yakalamak için harcıyordu. Geri dönerken şahinler bu özel bölmede seyahat ediyordu. Bölmede şahinlerin rahat seyahat etmesi için tünekler vardı. Yine kargo bölümüne atların seyahat etmesi için mini bir ahır yapılmıştı. Çünkü at yarışları Arabistan'da çok popüler ve yarış atları da oldukça pahalı. Ahır yapılan uçağın ön kısmına müşterinin Roll Royce'u için bir otopark da yapmıştık.
Tasarlarken üzerinde en fazla emek harcadığınız eşyalar nelerdi?
Birçok uçağa toplantı odası, yatak odası ve ofis yaptık. Bu odalar için talep edilen bazı eşyalar oldukça zahmetli bir işçilik istiyordu. Mesela 90'larda bir kitaplık yapmamız talep edilmişti. Dairesel bir şekli olması gereken bu kitaplığın ön tarafı camdı. Aynı zamanda bir ofis masasıyla bütünleşecek bu kitaplık tamamiyle el işçiliğiyle yapıldı. 7-8 ayda bitti ve inanılmaz bir fiyata mal oldu.
Nazım Melih Oğhan-Habertürk