Bilgi Üniversitesi'nde, güvenlik görevlilerinden öğretim üyelerine kadar farklı mesleklerden çalışanlar geçen yıl örgütlenmeye başlamışlar ve DİSK'e bağlı Sosyal İş'e üye olmuşlardı. Üniversite yönetimi bu anayasal hakka saygı duyduğunu söylese de pratikte yaptıklarıyla anti demokratik bir tutum sergiledi.
İlk başta işten çıkarılan üç işçiyi, öğretim üyeleri hakkında açılan soruşturmalar izledi. Bilgi Üniversitesi çalışanlarına yöneticiler tarafından açık açık "Sendika mı, üniversite mi?" soruları soruldu. Yılgınlık göstermeyen ve anayasal haklarına sahip çıkan çalışanlar, öğrencilerin de desteğiyle kampüs içinde birçok protesto gösterisi gerçekleştirdi. Son mezuniyet töreninde ise mezun olan öğrenciler rektör konuşma yapmak üzere kürsüye çıktığında açtıkları pankart ve sürekli alkışlarla durumu protesto edip öğretmenlerine yapılan baskıları kınadılar. Üniversite yönetimi bu tepkileri “demokratik hak” olarak gördüğünü ifade etse de yılsonunda akademik personelden onlarcasını işten çıkarmaktan geri kalmadı.
Akademisyenlerin açtığı işe iade davası 10 Ekim pazartesi günü başlıyor. Yazarımız Avukat Onur Güntürkün'ün takip edeceği dava Pazartesi günü Çağlayan'da, İstanbul 1. İş Mahkemesi’nde 09:45'te görülmeye başlıyor. Türkiye'de “sendikal örgütlülük” açısından bir ilk olan Bilgi Üniversitesi örgütlenmesi olayı, duruşma açısından da bir ilk olacak. Emek ve demokratik kamuoyunda bu yüzden akademisyenlere destek çağrıları yapılıyor. Pazartesi ilk duruşmaları görülecek akademisyenlerin adları şöyle:
Beril Sönmez, Celali Fırat Kaya, Emine Aslı Odman, Erdem Akyazalı, Gökçe Öcal, Göktürk Uyan, Hale Akay, Reyda Ergun, Ümmü Oya Cesur Demir...