Dördüncü uçak ne oldu
PAZARTESİ sabahı Tiflis’te mahsur kalmış bir arkadaşım aradı."Sabah iki bomba sesi duyduk. Yakınlarda bir yerler bombalandı" dedi.
Ancak nerenin bombalandığını bilmiyordu.
Bu sorunun cevabını iki saat sonra ben öğrendim.
Öğrendiğim şeyin hikáyesi, dünya ekonomisinin yeni gerçeğini de bütün açıklığıyla gözler önüne seriyordu.
Önceki gün Irak’tan 4 uçak havalandı.
Bunlar "C-17" nakliyle uçaklarıydı.
Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait bu 4 uçağın rotası Tiflis Havaalanı’ydı.
İçinde 2000 Gürcü askeri vardı.
Bu askerler Amerikan ordusu tarafından eğitilmişti.
Üniformaları, son 3 gündür Osetya cephesinden gelen Gürcü askerlerinkinden çok farklıydı.
Modern bir ordunun bütün teçhizatı ve dış görüntüsüne sahipti.
Uçaklardan üçü, hiçbir sorunla karşılaşmadan Tiflis Havaalanı’na indi.
Ancak 4’üncü uçağın durumu farklıydı.
Irak’tan biraz geç havalanan uçak, Gürcistan semalarına girdiğinde hiç beklemediği bir şey oldu.
Tiflis Havaalanı’nın radar sistemi Rus uçakları tarafından vuruldu.
O nedenle dördüncü uçağın akıbetini öğrenemedim.
Daha sonra Tiflis’e mi indi, yoksa Irak’a geri mi döndü?
Veya Türkiye’de bir havaalanına mı indi bilgi alamadım.
Havada bu heyecan yaşanırken, aşağıda başka şeyler yaşanıyordu.
Tiflis ve Batum havaalanları bir süredir Atatürk Havalimanı’nı işleten TAV Grubu tarafından işletiliyordu.
Havaalanının pisti dahil bütün yönetimi bu şirkete geçmişti.
Bütün havaalanında TAV’a ait olmayan tek bir köşe vardı.
4 metreye 4 metre ebadındaki bu bölge havaalanının bir köşesinde bulunuyordu ve 16 metrekarenin yönetimi TAV’a değil, Gürcistan Devleti’ne aitti.
Bu bölge, havaalanının "VOR" tabir edilen sisteminin bulunduğu bölgeydi.
VOR, bugün modern havalimanlarında kullanılan ve uçakların her türlü hava şartında inmesini sağlayan ILS sisteminin bir önceki nesliydi.
Yani bir uçağı belli mesafeden alıp havalimanına otomatik olarak indirme kabiliyetine sahipti.
TAV, Gürcistan hükümeti ile "management" anlaşması yaparken, bu sistem TAV’ın yetkisi dışında bırakılmıştı.
Büyük bir ihtimalle, Gürcü hükümeti bunu askeri amaçlarla böyle yapmıştı.
Irak’tan gelen birlik, Amerikan ordusu tarafından yetiştirilmiş elit bir birlikti.
Rus Genelkurmayı’nın bu elit birliğin gelişini engellemek istemesi son derece mantıklı ve anlaşılabilir bir şeydi.
Bunun için askeri açıdan ilk akla gelecek şey ne olabilirdi?
Havaalanının pistini bombalamak değil mi?
Ama hayır.
Rus uçakları pisti değil, VOR sistemini bombaladı.
Bunu neye yorumlayacağız?
Ben şuna yorumladım:
Rusya artık küresel bir ekonominin parçası.
Küresel şirketlerin ne demek olduğunu iyi biliyor.
Ayrıca Tiflis ve Batum havaalanlarını işleten TAV, bir Türk şirketi.
Onu uyarıp, sadece Gürcistan Devleti’nin sorumluluğundaki bir bölgeyi vurarak, küresel ekonominin dokunulmazlık alanını da belirliyor.
Bu şahsi bir yorum olabilir.
Ama benim gördüğüm manzara budur.
Ben, Hürriyet’in Moskova temsilciliğini yaptığım 1980’li yıllardan beri hep şunu savunuyorum:
Türkiye, Rusya ile çok güvenli ve yapıcı ilişkiler kurmalıdır.
Bu, Türkiye’nin de Rusya’nın da menfaatinedir.
Türkiye’nin Gürcistan’la ilişkilerinin de çok iyi olması gerektiğine inanıyorum.
Bu da hem Türkiye’nin hem Gürcistan’ın lehinedir.
Ama bu olayda, Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili’nin çok yanlış ve tahrik edici işler yaptığına inanıyorum.
Dünyanın bu bölgesindeki küçük ülkeler, güçlü devletlerle ilişkilerinde çok dikkatli ve yapıcı politikalar izlemelidirler.
Bu, Rusya karşısında Gürcistan için de geçerlidir.
Türkiye karşısındaki Irak için de...
Kafkasya’dan çıkarılacak en büyük ders budur.
Ertuğrul ÖZKÖK-Hürriyet