Sözlük anlamı olarak hurafe bir inanca, dine sonradan girmiş boş inançlara denmektedir. Ancak zaman içinde günlük yaşamdaki batıl inanışları da anlamına katmıştır. Bizim coğrafyamızdan geçen, yerleşen kavimler çok çeşitlidir. Özet olarak;ÂÂ Luviler, Arzavalar, Azziler, Hayaşalar, Hititler, Akalar (Akhalar), Hurriler, Asurlar, Urartular, Aramiler, Medler, Kimmerler, Traklar, Misler, Akat(d)lar, Mitaniler, Mykenler, İyonlar, Frigler, Kaşkalar, Galatlar, Dorlar, Lidyalılar, Karyalılar, Likyalılar, Persler, Sasaniler, Ermeniler, Romalılar, Süryaniler, Bizanslılar, Rumlar, Kürtler, Selçuklular, Araplar, Çepniler, Lazlar, Çingeneler, Yezidiler, Abhazalar, Çerkezler, Gürcüler, Türkler ve unuttuğumuz niceleri... Elbette bir o kadar dini inançlardan, geleneklerden ve uzak yörelerden toplum yaşamına yansıyan hurafeler çok çeşitlidir.
Zaman içinde çok kültürlülükten, tek kültürlüğe geçişte gelenekler, ona paralel olarak hurafeler çözülmeye başlamıştır. Buna kent yaşamının kültürel deformasyonunu, modernitenin şemsiyesi altındaki durumu da eklenince, neredeyse kaybolmaya yüz tutmuşlardır. Sözlü kültürümüzün çok önemli parçası olan hurafeler, artık önemsenmeyip genç kuşaklara aktarılmayınca, kültür mirasımızdan bir tuğla daha eksilmiştir.
Yazımızda iki konu başlığıyla ilgili, yörelerimizden derleyebildiğimiz hurafeleri bulacaksınız. Mutlaka eksiklerimiz, yanlışlıklarımız vardır. Keyifli okumalar dileriz.
A)Kanatlılar:
*Hıdrellez günü kuşların, börtü böceğin yemesi için evin dışına yiyecek bırakılırsa, o yıl doğacak çocuk ya da hayvanların kusursuz olacağına inanılır. (Giresun)
*Üzerine kuş pisleyen kişinin talihinin yaver gideceğine inanılır. (Bolu)
*Kesilen saçları kuşlar alıp yuvalarınaÂÂ götürürlerse o kişinin başının ağrıyacağına inanılır. (Aydın)
*Kumru, güvercin, kırlangıç gibi kuşların kutsal olup vurulması, avlanmasının günah olduğuna inanılır. (Aydın) Bunlara ilaveten turna, hüt hüt kuşlarının uğurlu ve kutsal kuşlar olduğu kabul edilirken avlanmalarının günah sayılacağı kabul edilir. (Muş)
*Leylek öldürmenin günah olduğuna inanılır. (Kırşehir)
*Leylekler geldiğinde havada ilk görenin yıl boyunca çok gezeceği, seyahate çıkacağı ya da gurbete gideceğine inanılır. Ancak leyleği havada değil yerde ilk görenin o yıl hiçbir yere gitmeyip, evinde oturacağına inanılır. (Afyon, Tekirdağ)
*Göç yolunda ayaklarında beyaz nesneler getiren leyleklerin, ölüm habercisi olduğuna inanılır. (Amasya)
*İlkbaharda leylekler al bezler taşırsa o yıl düğünlerin çok olacağına, buğday başakları taşırsa bolluk bereket olacağına inanılır. (Kastamonu)
*Leyleği ilk gören, başı ağrımasın diye yanan ateşe besmele ile su dökülür. (Kırşehir)
*Baykuşun düğün evinin bacasında ötmesi, çiftlerin mutlu ve uzun bir yaşam süreceğinin işareti olarak kabul edilir. (Amasya)
*Baykuşun gün batarken ötmesi veya evin damına konması uğursuzluk ve ölümü çağıran işaretler olarak kabul edilir. (Ankara)
*Bir evin başında (çatısında) baykuş öterse o evde biri öleceğine ya da yıkım olacağına inanılır. (Aydın, Kütahya, Bolu, Denizli, Tekirdağ, Konya, Mardin, Kahramanmaraş)
*Baykuşun konduğu ya da konup öttüğü evin harabe olacağına inanılır. (Burdur)
*Baykuşun kendisi uğursuz olduğu için evin damında ötüşünün hane halkına uğursuzluk getireceğine inanılır. (Eskişehir, Malatya, Muş)
*Baykuşun ötmesinin uğursuzluk getireceğine inanılır. Ocaktan alınan közlü-yanan odunla kuş kovalanırsa uğursuzluğun savuşturulacağına inanılır. (Çankırı, Kırşehir)
*Yarasa uçmaz, bir yerde durursa şiddetli fırtına veya rüzgârın çıkacağına inanılır. (Amasya)
*Alakarganın (bazı yörelerde alacakarga) kapı önünde, çatıda ya da evin dışında ama eve ait bir yerde ötmesiyle müjdeli bir haber alınacağı kabul edilir. (Bingöl, Kütahya, Kırşehir)
*Karga eve ya da tarlaya konarsa evin, tarlanın bereketinin kaçacağına inanılır. (Malatya)
*Karga gaklaması, bir haber ya da misafir geleceğine yorumlanır. (Burdur)
*Yazın habercisi gökçe kargadır. O görünmeden yazın gelmeyeceğine inanılır. (Balıkesir)
*Evlenme çağına gelmiş kız ve erkeklerin hangi bölgeden evleneceklerini öğrenmek için kar üstüne bir parça ekmek konur. Kargalar ekmeği kapıp hangi yöne uçarsa, o taraftaki köy veya kasabadan evleneceklerine inanılır. (Bingöl)
*Horozun vakitsiz ötmesi (gece yarısı) uğursuzluk, kötü şeyler veya ölümün işareti olarak kabul edilir. (Ankara, Artvin, Aydın)
*Horoz vakitsiz öter, tavuk gece yarısı gıdaklarsa; kapı ya da tahta kendiliğinden ses çıkarırsa, geceleyin evden dışarıya soğan sarımsak verilirse, yine gece vakti evden kara kazan çıkarsa bunun uğursuzluk veya ölüme işarettir. (Konya)
*Tavuğun horoz gibi ötmesinin uğursuzluk getireceği kabul edilir. (Aydın)
*Horozların erken ötmesi, köpeklerin uzun uzun ulaması birinin öleceğine yorumlanır. (İzmir)
*Tavuklar kendi aralarında gıdaklayıp, köpek yuvarlanırsa misafir geleceğine inanılır. ÂÂ (Kırşehir)
*Tavuğu kuluçkaya yatıran kişi, eğer başına bir şeyler sarmışsa, yumurtadan çıkacak civcivlerin tepeli olacağına inanılır. (Artvin)
*Tavuklar kuluçkaya yattıktan sonra hane halkı güğümü kafalarına dikerek su içerlerse, yumurtadaki yavruların boğulacağına inanılır. (Artvin)
*Arının soktuğu yere demir sürülürse şişmenin önleneceğine inanılır. (Ankara)
*Akko (saksağan) evin bir yerine konup ötmeye başlayınca “Akko hayır haber” denilir. Böylelikle iyi bir haber geleceğine inanılır. (Diyarbakır)
*Saksağan ötünce eve konuk geleceğine inanılır. (Kırşehir)
*Saksağan evin etrafında öterse yeni bir haberin geleceğine inanılır. (Malatya)
*Serçe çatıda cıvıldayarak öterse konuk geleceğine inanılır. (Gaziantep)
*Bingöl’deki Kerkes gölü akbabalarının su içtikleri bir göl olup, eğer bir adam oradan su içerse sakalının ak olacağına inanılır. (Bingöl)
*Erkeğin bağlanan erkekliğini (cinsel gücünü) çözmek için canlı keklik yakalanır. Kesilerek kanı cinsel organa akıtılırsa durumun düzeleceğine inanılır. (Hakkâri)
*Karasineğin hızlı ve sert ısırması havanın bozacağına işaret olarak yorumlanır. (Trabzon)
Devam edecek...