Türk Uzay İnsanları İçin En Uygun Görev Adı: TÜRKONOT
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Şubat 2021 günü Milli Uzay Programı çerçevesinde yaptığı açıklamada, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında uzaya (Ay’a?) bir Türk’ün gönderileceği müjdesini verdi. Heyecan yaratan bu açıklamanın içeriğindeki belirsizlikler havacılık çevrelerinde yorumlandı. ABD’nin ambargoları nedeniyle uzaya gidişin NASA aracılığıyla olamayacağı; ama Elon Musk’ın SpaceX şirketi ya da Roscosmos’un daha önceki vaadi (Başkan Dmitriy Rogozin’in, 27 Ağustos 2019 günü yaptığı açıklama) dikkate alınarak Soyuz aracı ile de gerçekleşmesi olasılığı üzerinde duruluyor…
Öncelikle şu tespitlerin altını çizmeliyiz: Ay’a veya Uluslararası Uzay İstasyonuna bir Türk insanının gitmesi büyük bir PR çalışmasıdır; uzayda bayrak gösterme ve prestij yükseltme hamlesidir. Bilim dünyamız için bir motivasyon olduğu kadar, ulusal bilinç ve özgüven arttırıcıdır. Belki NASA ve benzeri kuruluşlarda görev yapan onlarca parlak bilim adamlarımızdan birkaçının bile tersine beyin göçüne vesile olsa yeterlidir. Stratejik olarak da, masanın bir yerinde oturuyor olmak ve değerli uzay madenleri ile uzaydan yapılacak askeri saldırıların seyircisi olmamak gibi avantajlar getirebilir...
Cumhurbaşkanı yaptığı konuşmada ayrıca ilk Türk uzay insanına astronot ya da kozmonot kelimelerine karşılık gelen bir ad önerilmesi için çağrıda bulunmuştu. Uzun yıllar önce dilimize giren ‘pilot’ sözcüğü gibi, ‘Astronot’un da henüz tam yerleşmeden özgün bir sözcük üretilmesi bağlamında bu çağrı gayet yerindedir.
Havacılıkta pilotların ve uzay insanlarının görev adı olan ‘pilot’ Fransızca kökenli bir sözcüktür; dümenci, kılavuz kaptan, yarış otomobili ve havaaracı sürücüsü gibi kavramları karşılar. Havacılıktaki uçak, helikopter, balon, drone sürücüleri bu adla anılır. Pilot sözcüğünün dilimize girmediği Birinci Dünya Savaşı yıllarında ülkemize gelen ilk uçaklar ‘Tayyare’, sürücüleri de ‘Tayyareci’ olarak anılmaktaydı. Arapça kökenli bu sözcükler, denizcilerin kendilerine ‘bahriyeli’, futbolcuların da ‘topçu’ denilmesini sevmeleri gibi, ülkemizde 1-2 nesil öncesine kadar yaygın biçimde kullanıldı. Sonraki yıllarda TDK’nın önerdiği ‘Uçak, Uçakçı’ gibi sözcükler, derinliksiz ve hafif kaldığı için olsa gerek jargona giremedi; çünkü ‘tayyareci’ sözcüğü daha melodik, romantik ve şövalyece geliyordu. 1972 yılında kavram karmaşasının düzeltilmesi ve resmi yazışmalarda tektipleşme amacıyla Hava K.K. tarafından yayınlanan bir emirle, ‘uçak’ ve ‘pilot’ sözcüklerin kullanımı zorunlu hale getirildi. ‘Tayyare’ ve ‘tayyareci’ sözcükleri resmi yazışmalardan kaldırıldı; ama özel konuşmalarda uzun yıllar varlığını sürdürdü (*).
Ülkemizde uzaya çıkan insanlara ‘astronot’ denilmesi, Amerikan kültürüne olan aşinalıktan gelen bir alışkanlık olarak neredeyse dilimize girmiştir. İngilizce konuşan ülkeler genellikle ‘Astronaut’, Ruslar ‘Kosmonaut’ Çinliler ‘Taikonaut’ Avrupalılar ‘Euronaut’, Fransızlar ‘Spationaute’ sözcüklerini kullanırlar. Etimolojik olarak bu sözcüklerdeki ‘Astro’ eki yıldız, ‘Kosmo’ evren, ‘Tai’ ise gök anlamındadır. Çoğunlukla kullanılan ‘naut’ eki denizcilik anlamındadır; bu, uzay bilimine denizcilikten gelen bir mirastır. Yani baskın denizcilik kültürü gökyüzünü de bir deniz olarak görmüş ve uzayın derinliklerine giden insanları ‘yıldız / evren denizcisi’ olarak adlandırmıştır.
2005 yılında Türk Dil Kurumu astronot karşılığı olarak 'Gökmen' kelimesini önerdi; ama nedense o da pek tutmadı. Bugün için aday isimler listesinde Göktürk, Gökalp, Gökmen, Gökderi, Gökreis, Gökay, Türkay, Türkonot, Evrenot, Fatih, Alparslan, Akıncı ve Caca Bey de bulunmaktadır. Kanaatimizce ‘Türkonot’ adı, hem Türk ön-eki taşıması, hem de uluslararası uzay terminolojisine paralel biçimde (Rusların, Çinlilerin ve Avrupa’nın yaptığı gibi) ‘naut’ son-eki barındırması nedeniyle, uzay insanı kavramını karşılayan en uygun sözcüktür.
* Sarp İ. Bir Jet Pilotunun Anıları. Kastaş Yayınevi. İstanbul, 2015. s. x, 99-100,157.